Eğer bilişsel işlev ve hafızayı düzenleyen devrelerin aktivitesini arttırabilme imkanını görmek için onları düzenleyen devrelerin arasına elektrotlar yerleştireceğiz. | TED | سوف نضع الأقطاب ضمن الدارات التي تنظم ذاكرتك و قدراتك المعرفية لنرى إن كنا نستطيع أن ننشطها |
Çok azını öğrendik, ama ne tür yaratıcı şeyler başarabileceğimizi görmek için onları zaten bozmaya çalışıyorduk. | TED | بالكاد تعلمنا إحداها، ولكننا كنا نحاول بالفعل كسرها لنرى ما الأشياء الإبداعية التي بإمكاننا تحقيقها. |
Mevcut olan yaklaşık 1600 dondurma tadını topladılar ve birlikte, ne oluşturacağını görmek için onları bir algoritmaya çevirdik. | TED | قاموا بجمع أكثر من 1600 نكهة آيس كريم موجودة بالفعل ثم قمنا معاً بإدخالهم إلى خوارزمية حسابية لنرى ماذا قد ينتج. |
Bankada olduğumu göstermek için onları bu gece istediğim yerden arayabilirdim. | Open Subtitles | يمكننى الاتصال بهم من اى مكان الليلة فقط لأخبرهم انى ما زلت بالبنك |
Neden yağmurun altından çıkmıyoruz? Sizin için onları ararız. | Open Subtitles | لماذا لا تبتعد عن المطر وسوف نتصل بهم من أجلك |
Evren'deki şeylerin basit görüntülerini yapmak için onları kullanamayız. | TED | لا نستطيع أن نستخدمهم لنصنع صور بسيطة لأشياء في الكون |
Belirtilerin nasıl olduğunu görmek için onları beraber tutmayı düşünüyorum. | Open Subtitles | كنت أخطط لوضعها معا لنرى كم من الوقت استغرقت الأعراض لهذه اللحظة. |
Ailenin taşıyıcı olup olmadığını anlamak için, onları incelememiz gerekiyordu. | Open Subtitles | كان علينا الكشف على والديكِ لنرى إن كان لديهم هذا المرض |
Gerilim-şekil değişim analizi için onları madde test makinesine koyduk ve sonuç hamam böceklerini ağırlıklarının 800 katına katlanabiliyor. Ve bu gerilimden sonra normal olarak uçabiliyor ve koşabiliyor. | TED | وقد وضعناهم في جهاز لاختبار المواد لنرى ماهو تحليل جهد الضغط وقد أظهرت أنها تستطيع تحمل ضغط 800 ضعف وزنها ، وبعد ذلك تستطيع الطيران والجري بطريقة عادية جداً . |
Nitekim, 4 yıl önce, Curaçao'da ürediği zamanı saptamak için onları geceleri takip etmeye ve izlemeye başladık. | TED | بدأنا منذ أربع سنوات بمتابعة هذه ليلًا ومراقبتها لنرى إذا كانت ستتكاثر في (كوراساو). |
Yapmamı isterseniz, sizin için onları arayabilirim. Demek istediğim onlarla kendiniz için görüşebilirsiniz. | Open Subtitles | اذا أردت يمكنني ان اتصل بهم من اجلك وتتحدث أنت معهم بنفسك |
Bu kadar ufak bir şey için onları otobüsün altına attığına inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أنك تضحي بهم من أجل شيء سخيف كهذا |
Dedektif bizim için onları aradı. | Open Subtitles | المحقق أتصل بهم من أجلنا |
Galiba anlayabilmemiz için onları bulmamızı istiyor. | Open Subtitles | اعتقد أنه يريدنا أن نستخدمهم لنكتشف الأمر. |
Şu droidleri tamir et de, hedef talimi için onları kullanabilelim, yine. | Open Subtitles | اصلح هذه الاليات حتى يمكننا ان نستخدمهم لاهداف التصويب مرة اخري |
Büyü yaparken Marcel'in bizi yakalamaması için onları kullanırız. | Open Subtitles | نستخدمهم كيلا يضبطنا مارسِل) نمارس السّحر) |