- Bunun için zamanım yok. - Seçim kampanyasına bağış yapanlar. | Open Subtitles | ليس لدى وقت لهذا الهراء أنهم مؤيدون انتخاباتك |
- Bekle ve gör dostum. - Bunun için zamanım yok. | Open Subtitles | ــ دع الأيام تخبرك بذلك ــ ليس لدي وقت لذلك الآن |
Ben sadece bu saçmalık için zamanım yok. Birini öldürebilirdin. | Open Subtitles | ليس لدي وقت لهذا الهراء,كان من الممكن ان تقتلي احداً. |
Sana okumak istediğim bir yer var. Bunun için zamanım yok. | Open Subtitles | هناك ذلك الجزء اود ان اقرأه عليك ليس لدي الوقت لهذا |
Cidden bunun için zamanım yok. Taksimetre çalışıyor ve okulu tekrar asamam. | Open Subtitles | حقاً ليس لديّ وقت لهذا، العدّاد يعمل ولا يمكنني تفويت المدرسة مجدداً |
Bunu için zamanım yok. | Open Subtitles | ليس لدي الوقت لذلك. |
Bilmece gibi konuşmayı bırak, Charles. Bunun için zamanım yok. | Open Subtitles | توقف عن التحدث بالأحاجي يا (تشارلز) لا أملك وقتاً لهذا |
Telefonda da söyledim, bu casusluk oyunları için zamanım yok. | Open Subtitles | كما أخبرتك على الهاتف , ليس لدى وقت لأضيعه |
Bak, bu çocuk oyunları için zamanım yok. | Open Subtitles | اسمع, ليس لدى وقت لأفعال المراهقين |
- Bunun için zamanım yok. - İki dakika, Tom. | Open Subtitles | ليس لدى وقت لهذا دقيقتان يا توم من فضلك |
Bakın, şu anda şaka için zamanım yok, tamam mı? | Open Subtitles | اصغيا , ليس لدي وقت للاحديثكما الان , حسنا ؟ |
Bak, uzun bir konuşma için zamanım yok, tankeri senin kullanmanı istiyorum. | Open Subtitles | أنظر، ليس لدي وقت للخطابات الطويلة أريدك أن تقود الناقلة |
Bu gibi saçmalıklar için zamanım yok. | Open Subtitles | يمكنك التعامل مع ذلك ؟ ليس لدي وقت لهذا الهراء |
Evet, koç da sordu aynı soruyu ama bunun için zamanım yok. | Open Subtitles | نعم , المدرب طلب مني ذلك لكن ليس لدي الوقت لهذا |
- Şu an bunun için zamanım yok. - Yardımın gerekiyor Frank. | Open Subtitles | و لكن ليس لدي وقت لذلك الان أحتاج لمساعدتك يا فرانك |
sana soracak birkaç sorum vardı ama bunun için zamanım yok. | Open Subtitles | لديّ الكثر من الأسئلة لأسألك، لكن ليس لديّ وقت. |
Bunun için zamanım yok. | Open Subtitles | ليس لدي الوقت لذلك. |
Bunun için zamanım yok. | Open Subtitles | لا أملك وقتاً لهذا |
Bu güvenlik duvarı için zamanım yok, bu yüzden onun şifresine sahip olmalıyız. | Open Subtitles | ليس أمامي وقت لتخطّي هذا الجدار الناري لذا علينا الحصول على كلمة المرور خاصتها |
Peg, onun için zamanım yok. | Open Subtitles | بيج)، ليس لديّ الوقت لذلك) |
Bunun için zamanım yok. | Open Subtitles | ليس لديّ وقت لذلك |
Kaz kovalamak için zamanım yok. | Open Subtitles | ليس لديّ وقت لهذا الأمر الميؤوس منه. |
Bu sorular cidden beni geriyor ve şu an yardım parası nasıl alınır onu okuyorum, yani bunun için zamanım yok. | Open Subtitles | وكل هذه الأسئلة تصيبني بالتوتر وأنا حاليًا أقرأ عن كيفية الحصول على الرعاية لذا لا وقت لدي لهذا |