Gözlerinin içine baktım ve en karanlık saatlerinin hikâyelerini derinden dinledim. | TED | نظرت في عينيها واستمعت بعمق إلى ما تروي عن أحلك ساعاتها. |
O kediciğin gözlerinin içine baktım ozaman onu eve götürmek zorunda olduğumu anladım. | Open Subtitles | نظرت في عيون تلك القطة و عرفت أنه يجب أن أحضرها معي للبيت |
Tabii ki tabutun içine baktım. | Open Subtitles | طبعاً نظرت إلى داخل التابوت، لم يبدُ تماماً كعادته. |
Düşünmesini istediğim şeyi düşünmeye başladım gözlerinin içine baktım ve tombala! | Open Subtitles | بدأت أفكر فيما أريدها أن تفكر به نظرت إلى عينيها وأصبت! |
Gözlerinin içine baktım ve acısını gördüm. Ve onu vuramadım. | Open Subtitles | نظرتُ في عينيه، ورأيتُ ألمه، ولمْ أستطع إطلاق تلك الطلقة. |
Doğruyu söylemek gerekirse, çantanın içine baktım. | Open Subtitles | لكي أكون صادقة، لقد نظرتُ إلى داخل .حقيبتك |
"Karma"nın gözlerinin içine baktım ve o geri adım attı. | Open Subtitles | أنجزت الأمر، نظرت الى العاقبة الأخلاقية في عينيه فتراجعت |
Sınıfıma girip, milletin gözlerinin içine baktım. | Open Subtitles | ومررت عند فصلي ، ونظرت الى أعينهم مباشرة |
Elmaların sahibinin gözlerinin içine baktım. | Open Subtitles | ونظرت في اعين الشخص الدي يملك دلك التفاح |
15 yıl önce o adamın gözünün içine baktım ben. O öldürdü. | Open Subtitles | لقد نظرت في عينيه منذ 15 سنة مضت,لقد قتلها |
Gözlerinin içine baktım. Doğruyu söylüyor. Tamam mı? | Open Subtitles | أؤكد لك أني نظرت في عينيه وكان يقول الحقيقة |
Babasının gözlerinin içine baktım ve onu canlı getireceğimize yemin ettim. | Open Subtitles | نظرت في عيني والدها و أقسمت أنني سأجدها حية |
Hepsi benim suçum. Öğle yemeği paramı verirken gözlerinin içine baktım. | Open Subtitles | إنه خطأي أنا ، فلقد نظرت في عيونهم عندما أعطيتهم مال غدائي |
Tam gözlerinin içine baktım. Korktuğum felan yok ha... | Open Subtitles | نظرت في عين الموت، ولم أكن خائفًا منه أبدًا. |
Onun gözlerinin içine baktım ve onu bir daha asla yalnız bırakmayacağıma yemin ettim. | Open Subtitles | نظرت إلى عينيه و وعدته بأني لن أتركه وحيداً مرة أخرى |
gözlerinin içine baktım, ve hiç bir şeyden korkmadığını gördüm. | Open Subtitles | لقد نظرت إلى عينيه ورأيت أنه لا يخاف شيئا |
Gözlerinin içine baktım ve daha önce hiç hissetmediğim bir bağ hissettim, tamamen büyüleyiciydi. | Open Subtitles | لقد نظرت إلى عينيك وشعرت بإتصال على عكس ما حظيت به من قبل , لقد كان ساحراً |
Beş dakikada bir içine baktım mı diye soruyorsun. | Open Subtitles | كل 5 دقائق تسألينني إذا نظرتُ في صندوقكِ. |
Gözlerinin içine baktım. Endişeden eser yoktu. Merhamet de yoktu. | Open Subtitles | نظرتُ في عينيه، لم يكن هناك مؤشر على القلق أو الشفقة |
Gördüm kriz geçirmeden önce odadayken gözlerinin içine baktım. | Open Subtitles | رأيتُ... في الغرفة، قبل أن أسقط نظرتُ في عينه هو خلف هذا. |
Gözlerinin içine baktım. | Open Subtitles | نظرتُ إلى عينيك. |
- Sam, kes! Saçlarını taradım, gözlerinin içine baktım ve sonra... | Open Subtitles | وضعت المسدس على شعرها , و نظرت الى عينيها |
Son 12 yıl boyunca karılarını öldüren pek çok adamla karşılaştım. Jake'in gözlerinin içine baktım ve orada bunu göremedim. | Open Subtitles | ونظرت الى عيني (جيك) و لم استطيع رؤية انه قتل زوجته |
Ellen, kadınla tanıştım. Gözlerinin içine baktım. | Open Subtitles | لقد قابلت المرأة، ونظرت في عينيها |
Işıklar sönerken onları tutup gözlerinin içine baktım. | Open Subtitles | لقد منعتهم, نظرت فى أعينهم. عندما أنطفأت الأنوار. |
O gün... o gün gözlerinin içine baktım ve ilerleyen saatlerde öleceğimi biliyordu. | Open Subtitles | أعني نظرت له نظرت له مباشرةً ف عينيه وهو يعلم أنني |