Polisi, içki ve kurşundan daha fazla öldüren nedir bilmek istiyor musun? | Open Subtitles | هل تريد معرفة الشيئ الذي يقتل الشرطة أكثر من الرصاصات والشراب ؟ |
İşçiler, Tanrı onları korusun, bütün kazandıklarını içki ve kumara yatıracaklar. | Open Subtitles | العمال، بارك الله فيكم، تنفق كل شيء في اللعبة والشراب. |
İçki ve balığın ne kadar bağlantılı olduğunu fark etmiş miydin? | Open Subtitles | هل لاحظت يوما كيف شرب و نوع الصيد من يسيران جنبا إلى جنب ؟ |
İçki ve silahları kızılderililere satıyorlar. | Open Subtitles | ثم يعودون و يبيعون الأسلحة و المشروب الى الهنود الحمر |
İbadet ediş tarzınıza saldırıyor ama içki ve fuhuşa saldırdığını hiç görmedim. | Open Subtitles | يهاجم الطريقة التي تعبدون لكنني لم الاحظه يهاجم الخمر أو الدعارة |
Bir yer ayarla, bol içki ve avokadolu cips sosu ısmarla ve okşanmak istemiyorlarsa kızlara Kevin'den uzak durmalarını söyle. | Open Subtitles | ايجاد مكان ملائم، طلب متزايد على المشروبات واطلبي من الفتيات بان يتفادوا كيفين لو ارادا ان لا يمسهم احد |
Sorun şu ki, çoğu zaman içki ve uyuşturucu yüzünden yarı deli oluyorlar o yüzden onların algıladıkları pek güvenilir olmuyor. | Open Subtitles | المشكلة أن أغلبهم يجن بإدمان الكحول و المخدرات لذا فإن ما يرونه لا يمكن الوثوق به |
O kadar gerilim, içki ve morfin Titanic'i bile batırırdı. | Open Subtitles | رد فعل عصبي، خمر و مورفين معا مثل غرق سفينة تايتانيك |
Anladığım kadarıyla adamlar içki ve taze yiyeceğe ve de ayrıca genç kadınlarla arkadaşlık etmeye hasret kalmışlar. | Open Subtitles | اعرف حاجتهم الي الطعام والشراب وايضا حاجتهم الي صحبة نساء شابات |
Eğer kibar olacaksanız bize giysi verin, içki ve bir çörek, | Open Subtitles | تعطينا لي الملابس ، والشراب وكيزر ، إذا هل سيكون ذلك النوع. |
Sadece kumar, içki ve hatun avlamak için buradayız. | Open Subtitles | نحن هنا فقط للمقامرة والشراب و مطاردة الجميلات |
Ben parti derken, içinde para karşıIığı seks olmayan sadece yemek, içki ve dans olan bir partiyi kastetmiştim. | Open Subtitles | عندما قلت حفله لقد عنيت حفله تتضمن الدفع مقابل الجنس لكن عنيت حفله تتضمن الطعام والشراب والرقص |
Bu insanlar her nereye götürülüyorsa orada içki ve kumar olacaktır. | Open Subtitles | حيثما يوجد أناس يوجد شرب و قمار |
İçki ve kumarın olduğu yerde, para da olacaktır. | Open Subtitles | وحيثما يوجد شرب و قمار يوجد مال يكتسب |
İçki ve silahları kızılderililere satıyorlar. | Open Subtitles | ثم يعودون و يبيعون الأسلحة و المشروب الى الهنود الحمر |
Kumar, içki ve hatta kadın işine benzemez, ki, Kilise tarafından yasaklanmasına rağmen, çok insan bunları talep ediyor. | Open Subtitles | فهى ليست مثل القمار أو الخمر أو حتى الدعارة و هى أشياء يريدها معظم الناس هذة الأيام و تحظرها عليهم الكنائس |
Bir yer ayarla, bol içki ve avokadolu cips sosu ısmarla ve okşanmak istemiyorlarsa kızlara Kevin'den uzak durmalarını söyle. | Open Subtitles | ايجاد مكان ملائم، طلب متزايد على المشروبات واطلبي من الفتيات بان يتفادوا كيفين لو ارادا ان لا يمسهم احد |
İçki ve sigara içtim, egzersiz yapmadım ve yanlış şeyler yedim, ve şimdi... | Open Subtitles | أنا أشرب الكحول و أدخن و أنا لا أمارس التمارين و أنا أتناول طعام غير صحي , و الآن |
Beleşe içki ve süt içtiğin için üzgünüm. Benim hatam bu dostum. | Open Subtitles | آسف لأنك شربت خمر و لبن مجاني ، إنه خطأي |