Bütün gün, sadece ama sadece bu iş üstünde çalışmam gerek. | Open Subtitles | يجب على العمل على هذا بدوام كامل في كل وقت. وريدجلي شرطي جيد. |
Yeterince sahip olamazsın Bu bizim iş üstünde çalışarak, çalışarak yegâne yaşam biçimimiz TED, böyle alkışlayacak mısın? | TED | لا أمل من هذا أبدًا هذه طريقتنا الوحيدة للحياة حافظ، حافظ على العمل الشاق TED، صفقوا بهذه الطريقة. |
Hayır,iş üstünde yakalamadım ama bilirsin, Cuma gecesi şüphelendim. | Open Subtitles | كلا، ليس متلبساً راودني الشك مساء الجمعة |
İki saniye bekle. Kıza döşüyor olsun da iş üstünde yakalayalım köpeği. | Open Subtitles | انتظر ثانيتان، سيكون في خِلوة معها وسنمسك به متلبساً. |
Kundaklama, iş üstünde yakalamadığın sürece kanıtlaması zor bir olay... o yüzden öyle yapacağız. | Open Subtitles | متعمدي إشعال النار من الصعب إثباتهم, إلا إذا قبض عليهم وهم متلبسين وهذا ماسنقوم به |
Kardeşin iş üstünde. | Open Subtitles | شقيقك أصبح من شأنك الآن. |
Sürüngenimi iş üstünde görmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد ان اتأكد انني مازلت اجيد فعل هذا طبيعياً |
İş üstünde misiniz yoksa? | Open Subtitles | طلاب عسكريون في حرارةِ؟ |
Lütfen iş üstünde olmayın. Lütfen iş üstünde olmayın. | Open Subtitles | أتمنى ألا أرى شىء أتمنى ألا أرى شىء |
Hırsızı yakalamanın tek yolu onu iş üstünde yakalamaktır. | Open Subtitles | إن الطريقة الوحيدة لإمساك باللص هي ضبطه بالجرم المشهود |
Yeterince sahip olamazsın Bu bizim iş üstünde çalışarak, çalışarak Yegâne yaşam biçimimiz Yegâne yaşam biçimimiz Yeterince sahip olamazsın Bu bizim iş üstünde çalışarak, çalışarak Yegâne yaşam biçimimiz Yegâne yaşam biçimimiz Mandem biraz gürültü yapıyor (Alkış) Sonraki kısım, kısmen Kenya'da konuştuğumuz Svahili dilinde. | TED | لا أمل من هذا أبدًا هذه طريقتنا الوحيدة للحياة حافظ، حافظ على العمل الشاق حافظ، حافظ على العمل الشاق لا أمل من هذا أبدًا هذه طريقتنا الوحيدة للحياة حافظ، حافظ على العمل الشاق حافظ، حافظ على العمل الشاق يصدر الأشخاص بعض الضجيج (هتاف) (تصفيق) الأغنية التالية هي جزئيًا باللغة السواحيلية، التي نتحدث بها في كينيا. |
Sahtekarın teki o. Onu iş üstünde yakalayın. | Open Subtitles | أنه مخادع , مجرم أمسكوا به متلبساً |
Belki de onu iş üstünde yakaladığınızı ima ediyorum. | Open Subtitles | ألمح أنه ربما أمسكتي به متلبساً |
Kevaşeyi iş üstünde yakaladım resmen. | Open Subtitles | لقد أصطدت ذلك المهبل متلبساً هل تصدقين ذلك؟ " كونت: |
Sizi Hale ile aldattığına inanıyordunuz. Siz de onları iş üstünde yakalamaya karar verdiniz. | Open Subtitles | كنت مقتنعاً أنّها كانت تخونك مع (هايل)، لذا قررت أن تضبطهما متلبسين. |
Sanırım ya iş üstünde yakalamaya çalışıyor ya da... | Open Subtitles | أعتقد أنه يحاول أمساكهم متلبسين أو... |
Kardeşin iş üstünde. | Open Subtitles | شقيقك أصبح من شأنك الآن. |
Oh. Sürüngenimi iş üstünde görmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد ان اتأكد انني مازلت اجيد فعل هذا طبيعياً |
İş üstünde misiniz yoksa? | Open Subtitles | طلاب عسكريون في حرارةِ؟ |
Lütfen iş üstünde olmayın. | Open Subtitles | أتمنى ألا أرى شىء |
Tuvalet de bekleyip, bunu yapan adi herifi iş üstünde yakalayacaksın. | Open Subtitles | أنت إبقى بالحمام , وإقبض على الحقير بالجرم المشهود |