Bizimle tam olarak iş birliğine giderseniz hem gümüşe ihtiyacımız kalmaz hem de burayı özgür bir adam olarak terk edersiniz. | Open Subtitles | إذا منحتني تعاونك الكامل، لن نكون فقط في غير حاجة إلي الفضة، ولكنك أيضا سوف تخرج من هنا رجلا حرا |
Ofisin şu anda olay yeri ama iş birliğine ihtiyacım var. | Open Subtitles | مكتبك حالياً مسرح جريمة، لكنني أحتاج إلى تعاونك. |
MKCD Komutanlığı'nın Ganymede soruşturmasında iş birliğine ihtiyacı olacak. | Open Subtitles | قيادة جمهورية المريخ ستحتاج تعاونك مع التحقيق في غانيميد |
Eğer bir TV prodüktörü olacaksan iş birliğine açık olmalısın. | Open Subtitles | حسناً , إذا كنت تريد أن تكون منتج في التلفاز يجب عليك أن تكون منفتح للتعاون |
İş birliğine dair verdiği sözde bence gayet samimi ve siz de onunla paylaşıma razı olursanız- | Open Subtitles | اعتقد انه صادق جدا في مساعيه للتعاون لو أنك فقط تكون مستعداً للمشاركة |
Yine de iş birliğine güvenebilir miyim? | Open Subtitles | هل مازلت أستطيع الإعتماد على تعاونك ؟ |
Şu an iş birliğine ihtiyacım var. | Open Subtitles | الآن , أحتاج فقط إلى تعاونك. |
Dolayısıyla iş birliğine ihtiyacım var. | Open Subtitles | لذا أحتاج إلى تعاونك |
Peki iş birliğine ne olur, kutsal kâse -- hatta kutsal üçleme -- açıklık, ölçme, mesuliyet -- ortaya çıktığında? | TED | الآن، ماذا يحدث للتعاون عند ظهور الكأس المقدس؟ الثالوث المقدس، إن أردتم -- الوضوح، القياس، المسؤولية، |
Verilerime göre iş birliğine ihtiyaç var. | Open Subtitles | قرائتي تشير إلى الحاجة للتعاون |
- İş birliğine hazır mısınız? | Open Subtitles | -أجل -هل أنتِ مستعدة للتعاون ؟ |