Eğer bir şehri, görme engellileri düşünerek tasarlarsanız; iş imkanı yaratırsınız, hem de bir sürü. | TED | إذا قمت بتصميم مدينة مع المكفوفين في الاعتبار، سوف تكون هناك فرص عمل، الكثير من فرص العمل. |
Tamam, üst taraftaki "iş imkanı" yazısına tıkla. | Open Subtitles | في الأسفل هنا هل يمكنك الضغط على فرص العمل |
Doklardaki iş imkanı sürekli azalıyor. | Open Subtitles | تعرفون، فرص العمل لا تتوفر في المراسي ... |
ABD büyük buhrandan bu yana 14 milyon iş imkanı ekledi. | TED | أضافت الولايات المتحدة 14 مليون فرصة عمل منذ أعمق أزمة الكساد العظيم.الكبير. |
Onlar çok küçük işletmeler ama geçtiğimiz yılda 7,5 milyon doların üzerinde hasılatı bir araya getirdiler ve 252 iş imkanı sağladılar. | TED | لديهم أعمال صغيرة جدًا، لكن في السنة الماضية، حصلوا على إيرادات قدّرت بأكثر من 7.5 مليون دولار، وقدّموا 252 فرصة عمل. |
Buna rağmen, dört yıl sonra yaklaşık 3.000 kişiye iş imkanı yarattık. | TED | فمازال ، وبعد 4 سنوات لقد خلقنا فرص عمل لحوالي 3000 شخص. |
Doklardaki iş imkanı sürekli azalıyor. | Open Subtitles | تعرفون، فرص العمل لا تتوفر في المراسي ... |
Orada birçok iş imkanı olduğunu duydum. | Open Subtitles | أسمع أن بها الكثير من فرص العمل هناك |
Bu insanların bir yere gitmeyip eyaletlerinde çalışacağını gösteren birçok araştırma bulgusu var ve yerel ekonominizde çok sayıda yüksek vasıflı çalışanlara sahip olmak yine sizin ekonominizde daha yüksek maaşlar ve daha çok iş imkanı demektir ve her bir dolar için rakamları hesaplayacak olursanız eyalet ekonomisi yararına üç dolar geri alırsınız | TED | وهناك الكثير من الأدلة البحثية أن هؤلاء الناس سيقفون خلف اقتصاد الدولة وهناك الكثير من الأدلة أن وجود عدد أكبر من العمال مع مهارات أعلى، في الاقتصاد المحلي الخاص بك يؤتي ثماره في زيادة الأجور ونمو فرص العمل للاقتصاد المحلي الخاص بك وإذا قمت بحساب الأرقام لكل دولار ستستعيد حوالي ثلاثة دولارات و بالتالي ستكون الفائدة لإقتصاد الدولة. |
Sizinle nükleer departmanımızdaki heyecan verici bir iş imkanı... -...hakkında konuşmak istiyoruz. | Open Subtitles | نريد أن نناقش معك فرصة عمل مشوّقة لدى قسمنا النووي. |
San Francisco bölgesinde iş imkanı arıyorum. Bildiğiniz... | Open Subtitles | أنا أبحث عن أى فرصة عمل فى سان فرانسيسكو |
30,000 yeni iş imkanı yarattı. | TED | لقد أوجد 30 ألف فرصة عمل جديدة |
(alkışlar) Burada Kerala için bir iş imkanı görüyorum sanki, ABD'deki sağlık sisteminin düzelmesine yardım etmeliler. | TED | (تصفيق) أستطيع أن أرى فرصة عمل لولاية كيرالا ، بالمساعدة في إصلاح النظام الصحي في الولايات المتحدة. |
Paula Ana benim 6 önemli ekonomik gelişim planımın mükemmel bir modeli olacak Coconut Cove'a 12 den fazla yeni iş imkanı tanıyacak. | Open Subtitles | سيكون محل الأم (بولا) نقطة مضيئة في التطور الإقتصادي و ستمنح 12 فرصة عمل للبلدة |
Bu şu demektir: Ülkemiz zenginleşmektedir, şirketlerimiz daha da verimlidir, ama yeni iş imkanı sunmuyor ve genel olarak insanlara daha fazla ödemiyoruz. | TED | هذا يعني أن بلداننا تزداد غنى، شركاتنا تصبح أكثر كفاءة، ولكننا لانقوم بإيجاد فرص عمل أكثر وبشكل عام لا ندفع أكثر للناس ككل. |
Yeşil Kek şimdiye kadar otuz kişiye iş imkanı sağladı. | TED | العجينة الخضراء أتاحت فرص عمل لأكثر من 30 شخص. |