Onu yok etmek için her şeyi denedik ama hiç biri işe yaramadı. | Open Subtitles | لقد جربنا كل شيء لمحاربته ولكن لم ينجح أي شيء ، حسناً ؟ |
Eve dönebilmek için bildiğim her yola girdim ama hiçbiri işe yaramadı. | Open Subtitles | كلّ ما أعرفه عن سبل العودة إلى دياري، و لم ينجح شيء. |
- Soul'ü. Bu da işe yaramadı. Tezgahtar kız çok çekiciydi. | Open Subtitles | لم تنجح هذه الخطة أيضاً؛ كانت عاملة الصندوق مثيرة جداً وغازلتني |
Ama işe yaramadı çünkü çok ağırım ve lamba kırıldı. | Open Subtitles | لكنه لم يفلح الأمر لأنني ثقيل للغاية و أنكسر المُصباح؟ |
- 50'lerden beri işe yaramadı. - Aslında 54 | Open Subtitles | انها لم يعمل منذ الخمسينيات منذ 54 فى الواقع |
Aileni sevmeye çalıştım, kişisel olarak alaya alarak, tuhaflık olarak, tiye alarak uyarıcı bir örnek olarak. Ama hiç biri işe yaramadı. | Open Subtitles | حاولت الإستمتاع بعائلتك على محمل شخصي أو سطحي ، لكن لم ينفع شيء |
Hiç kimse bilmiyordu. Ama test işe yaramadı. Her şeyin yok edilmesini istediler. | Open Subtitles | لكن الاختبارات لم تعمل ارادوا ان يحطم كل شيء |
Erkek arkadaşımı nasıl çalmaya çalıştığını biliyorum seni büyük, şişko f.h.şe İşe yaramadı! | Open Subtitles | اتعرفين كيف انك حاولتي سرقة صديقي ايتها العاهرة السمينة , لم تفلح بذلك |
Kutsal suyun için tükürdüğün için işe yaramadı seni şapşal. | Open Subtitles | لم ينجح لأنك قمت بالبصق في الماء المقدس أيها الأحمق |
Ve bu sistem tasarlandı ama gerçekten işe yaramadı, çünkü onun virüsleri sürekli birbirlerini yok etti. | TED | وصمم هذا النظام لكنه لم ينجح لأن الفيروسات كانت باستمرار تُدمر بعضها البعض. |
Babam sürekli beni ders çalışmaya motive etti, ama bu bir işe yaramadı. | TED | حاول والدي بشدة تحفيزي على الدراسة ولكن هذا لم ينجح |
Sabahtan beri şu makarayı kurmaya çalıştım ama işe yaramadı. | Open Subtitles | حاولتُ أن أرفع هذه طوال النهار .و لكِن لم تنجح |
Herkes ölmedi. Ufak ayinin, Michelle hâlâ hayatta olduğu için işe yaramadı. | Open Subtitles | لم يمت الجميع وطقوسك الصغيرة لم تنجح لأن ميشيل على قيد الحياة |
İşe yarayacağını düşündüğümüz kanallar işe yaramadı. | TED | وأن بعض القنوات التي أعتقدنا أنها ستنجح لم تنجح. |
Kanamayı durdurmak için çiçek lapası ve civanperçemi sürdüm ama işe yaramadı. | Open Subtitles | لقد قمت له بكدمات أعشاب الجروح لأوقف النزيف، لكن الأمر لم يفلح |
Ve bu düğünü olabildiğince basit tutmaya çalıştık, ki işe yaramadı. | Open Subtitles | وقد حاولنا ابقاء هذا الزفاف بسيطاً قدر الإمكان، ولكن لم يفلح |
- 1950'lerden beri işe yaramadı. - Aslında 1954'ten beri. | Open Subtitles | انها لم يعمل منذ الخمسينيات منذ 54 فى الواقع |
Seni boğmak bir işe yaramadı, daha kesin bir şey denemeliyim. | Open Subtitles | اغراقك يبدو انه لم ينفع. لنحاول بشكل مباشر اكثر. |
Sadece gibi son 15 büyü işe yaramadı, işe yaramayacak. | Open Subtitles | . إنها لن تعمل ، تماماً مثل الـ 15 تعويذة التي لم تعمل |
Altı bir şey yapmadı. Yedi işe yaramadı. Sekiz bir etki sağlamadı. | TED | لم تفلح الستة. لم تفلح السبعة. و أيضا، لم تفلح الثمانية. |
Tepedeki yüksek kayalardan atladı... ama işe yaramadı. | Open Subtitles | رمت نفسها من اعلى التل ولكن لم ينجح الأمر |
Şiddetli doku masajı işe yaramadı bu yüzden farklı yaklaşımlar denendi. | Open Subtitles | تدليك النسيج من العمق لن يجدي نفعاً, لذا أقتراحات أخرى جُرِبت.. |
Tellerin altından geçmeye çalıştık, işe yaramadı. | Open Subtitles | حاولنا الفِرار من تحت السّياج، وَ لم ينجح ذلك |
Önerin için sağ ol Niles ama parkta gerçek köpeklerle oynaması için uğraştım, işe yaramadı. | Open Subtitles | حَسناً، أُقدّرُ العرضَ، النيل، لَكنِّي حاولتُه في المتنزهِ بالكلابِ الحقيقيةِ، وهو لَمْ يُشغّلْ. |
Daha iyi bir plan yap, Jake. Bu hiç bir işe yaramadı. | Open Subtitles | أفضل التفكير بخطة جديدة، جيك هذه الواحدة لا تعمل بشكل جيد جدا |
Amy'yi farelikten kurtarmak için kullandım ama işe yaramadı. | Open Subtitles | لقد حاولت استخدامه لكي أرجع هيئة آمي من شكلها كفأر ولم يفلح الأمر |
Hannassey'lerle konuşmak için şansımı denedim ama işe yaramadı. | Open Subtitles | حاولت يدي فى التحدث مع الهانسيس وهو فقط لا يعمل |