Evet, ve sende işinden nefret ediyorsun, ve görünen o ki bir gitar için çok küçük bir evin var! | Open Subtitles | وأنت تكره عملك ولديك منزل صغير حتى بالنسبة للغيتار |
Çünkü bana işinden nefret ettiğini söylediğinde... bana gerçek gibi gelmişti, bir İK'cı olarak yani. | Open Subtitles | إذ يبدو لي أنك حين قلت إنك تكره عملك كان هذا حقيقيا، من وجهة نظر موظف موارد بشرية |
İşinden nefret ediyorsun. | Open Subtitles | انت تكره وظيفتك |
- İşinden nefret ediyorsun. | Open Subtitles | ـ إنّك تكره وظيفتك! |
Çünkü masa işinden nefret ederim, koşuşturma içinse fazla yaşlıyım. | Open Subtitles | حسناً، أكره الأعمال المكتبية ولا يسمح لي عمري بالتجول. |
Hem evrak işinden nefret ederim. | Open Subtitles | كما أني أكره الأعمال الكتابية. |
Kuru temizleme işinden nefret ediyorum. | Open Subtitles | إنني أكره عمل غسيل الملابس. |
Kuru temizleme işinden nefret ediyorum. | Open Subtitles | إنني أكره عمل غسيل الملابس. |
Şunun altına çizeyin, her yan iş birisi işinden nefret ediyor diye başlamıyor. | TED | أريد أن أؤكد أنه ليس كل نشاط جانبي قد بدأ بسبب أن هناك شخص ما يكره عمله. |
İşinden nefret ediyorsun, hayatından nefret ediyorsun. | Open Subtitles | لماذا؟ أنت تكره عملك تكره حياتك |
İşinden nefret edebilirsin. | Open Subtitles | لا بأس أنك تكره عملك |
- İşinden nefret ediyorsun. | Open Subtitles | أنت تكره عملك |
Şarap işinden nefret ediyorum. | Open Subtitles | أكره عمل النبيذ |
İşime bayılırım. Eğer işinden nefret eden birisi varsa bence suç kendisindedir. | Open Subtitles | أحبّ عملي، إن سألتموني حيال أيّ شخص يكره عمله |
İşinden nefret mi ediyor? Ediyorsa ne kadar dikkat ediyor olabilir ki? | Open Subtitles | إن كان يكره عمله مامقدار الإهتمام الذي يبديه |