"işiyle" - Traduction Turc en Arabe

    • عمله
        
    • بتجارة
        
    • بعمله
        
    • بعملها
        
    • بأعمال
        
    • وظيفته
        
    • مع قضية
        
    • بوظيفة
        
    • في مجال
        
    • يعمل علي شيء
        
    Azizler gününün arifesinde, arkada oturuyorken işiyle kafası meşgulken, onu zımbalamışlar. Open Subtitles ليلة الهالويين جالسا فى الخلف . . يدْبر عمله الخاص، قَتلوه.
    Henry işiyle ilgili olmadığı sürece hiç bir şey onun ilgisini çekmiyor. Open Subtitles ان هنرى لا يهتم بأى شئ اخر لا يدخل فى صميم عمله
    Ve kişisel olarak, kahve işiyle hiç ilgilenmiyorum. Open Subtitles وشخصياً أنا ليس لديّ أي إهتمام بتجارة القهوة
    Georgia'da bize insanın işiyle gurur duyması gerektiği öğretildi. Open Subtitles في جورجيا كنا نعتقد أن الرجل يجب أن يفخر بعمله
    Annem ise işiyle çok meşgul, bana zar zor zaman ayırıyor. Open Subtitles أمي مشغولة بعملها, ليس لديها وقت لي
    Green ayda iki üç kez buraya gelir. Emlak işiyle, başka şeylerle meşguldür. Open Subtitles جرين يأتي إلى هنا مرتين شهرياً,إنه مشغول بأعمال أخرى
    Demek bay çok bilmişin morali, içeri girip lanet olası hamburger işiyle dalga geçen bir aptal yüzünden bozuldu. Open Subtitles قد نال منه أحد الحمقى بسسب نوع وظيفته فليذهب للجحيم
    Bizler hiçbir sınırın engelleyemeyeceği, insan taşıma işiyle uğraşıyoruz. Open Subtitles نحن نتعامل مع قضية مهمة كالنقل البشري حيث لا حواجز تمنعنا
    - İşiyle evli. - Hep ikinci sıradasınız. Open Subtitles لقد تزوج عمله ، و لم يتزوجنى أنت فى المرتبة الثانية
    Ve yeni işiyle, bu masrafın altından kalkabilir mi bilmiyorum. Open Subtitles ولا أعرف هل عمله الجديد سيتحمل المصاريف أم لا؟
    Onu malının kalitesiyle ve işiyle böbürlenirken çektik. Open Subtitles حصلنا عليه يتفاخر حول النوعية ، حول عمله
    Onu malının kalitesiyle ve işiyle böbürlenirken çektik. Open Subtitles حصلنا عليه يتفاخر حول النوعية ، حول عمله
    Sizinle alakası yok bayan. O işiyle evli olanlardandır. Open Subtitles لا تأخذي هذا الأمر شخصياً يا آنسه إنه متزوج من عمله نوعاً ما
    Ben yalnızca kendi işiyle ilgilenen tipte biriyim, bilmem ne demek istediğimi anlıyor musunuz? Open Subtitles أنا نوع من الرجال الذى الذى يتدخل فى عمله فقط اذا فهمت الذى أقوله ـ ـ ـ ـ
    Hayır, sadece uyuşturucu işiyle ilgiliydi. Open Subtitles لا ، كان ذلك متعلقاً بتجارة المخدرات فقط.
    'İşiyle gurur duyuyor ve yasallığından ise daha fazla gurur duyuyor. Open Subtitles انه فخور جدا بعمله وفخور أكثر بأنه قانونى
    Beladan uzak durdu, işiyle ilgilendi. Open Subtitles ،بقيت بعيدة عن المشاكل قامت بعملها
    Sanırım denizcimiz aile işiyle ve nüfuzuyla tüm bağlarını koparmamış. Open Subtitles لم يقطع كلياً كل صلته بأعمال العائلة أو نفوذهم.
    İşiyle evli olan bir tek sen değilsin. Open Subtitles لست الوحيد اللذي يتزوج من وظيفته
    Sürekli taşındığımız için bütün o can sıkıcı veda işiyle uğraşmam gerekmedi. Open Subtitles مع كوننا ننتقل دائماً , لم أضطر للتعامل مع قضية الوداع
    Bak, Miranda. Garsonluk işiyle ilgilenmediğini biliyorum. Open Subtitles إسمعي، يا ميراندا ,أعرف بأنّك لست مهتمة بوظيفة النادلة...
    Burası ailemin dört nesildir safari işiyle uğraştığı yerdir. TED حيث كانت عائلتي تعمل في مجال السفاري لأربعة أجيال متتالية.
    Babanın işiyle kafanı yorma sen. Open Subtitles لا شيء ، إن أباك يعمل علي شيء ما

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus