Bir anda çıkarıverdi. Dişlerimi fırçalıyordum, ona baktım resmen işiyordu. | Open Subtitles | لقد مسحها هكذا فحسب كنت أغسل أسناني فأجده يتبول |
Bana bi bakış attı. Hiçbir şey yapamıyordu çünkü halen işiyordu. | Open Subtitles | لم يستطع النظر إلي , لأنه كان مازال يتبول |
Sokak arasında işiyordu işte ona asıl o zaman saldırmalıydım, yani işerken çünkü eğer öyle bir durumdaysanız kavga etmeniz çok zordur. | Open Subtitles | وذهب ليتبول في الزقاق كان يجب ان اقبض عليه خلال تبوله لانه كان يصعب عليه المقاومة وهو يتبول |
Çok komikti. Herhangi bir yerde durup işiyordu. | Open Subtitles | كنا نضحك بخصوص ذلك كنا نتوقف أينما أتفق ليتبول |
Ev eğitimi alması gerekiyordu. Her sabah halının üzerine işiyordu. | Open Subtitles | كان يفترض أن يكون مدرباً كان يبول علي السجاد كل صباح |
Ertesi sabah uyandığımızda, bir köpek çadırımıza işiyordu. | Open Subtitles | ،عندما إستيقظنا في الصباح التالي كان هناك كلب يتبوّل على خيمتنا |
Bir kez odaya geldiğimde lavaboya işiyordu. | Open Subtitles | عدت للغرفة مرةً و كان الرجل يتبول في المغسلة. |
Telefonları söküyor, masaların üzerine işiyordu. | Open Subtitles | يقتلعَ الهواتف, يتبول على المكاتب |
Ve ilk kez bir adam önünde işiyordu. | Open Subtitles | و أول مرة يتبول بها رجل أمامها |
Dinleyin, Eddie pencereden dışarı işiyordu. | Open Subtitles | حسناً .. "إيدي" كان يتبول من نافذة السيارة |
Tamam, Eddie pencereden dışarı işiyordu. | Open Subtitles | حسناً .. "إيدي" كان يتبول من نافذة السيارة |
- Ön kapının yanına işiyordu. | Open Subtitles | لقد كان يتبول بجانب الباب الأمامي |
Üstüne işiyordu! | Open Subtitles | لقد كان يتبول عليها |
Aram üstüne mi işiyordu? | Open Subtitles | هل كان " أرام " يتبول عليكِ ؟ |
Seraya girmiş gizlice işiyordu. | Open Subtitles | لقد كان يبول في بيت النباتات |
Paul sarhoştu ve evin ön bahçesine işiyordu. | Open Subtitles | بول) كان ثملاً و يتبوّل في الفناء الأمامي) |