Fakat üniversite öğrencileri dahi işkenceye maruz kalıyorlar | Open Subtitles | ولكن طلبتك في اﻷكاديمية تم اتهامهم بممارسة التعذيب |
Bu arada bende baştan aşağı değişik bir tür işkenceye maruz kalıyordum. | Open Subtitles | في هذه الاثناء كنت على وشك أن أتعرض لنوع آخر من التعذيب كليا |
Jemima'nın işkenceye maruz kaldığını ve öldürüldüğünü gösteren rahatsız edici görüntüler, Skillane'in sahip olduğu bir cep telefonunda bulundu. | Open Subtitles | تم القبض على الثنائى بعض لقطات مروعه لجيماما القتل و التعذيب تم اكتشافهم ف الهاتف الذى كان فى حيازه سكايلون |
Martha Tabram tecavüze ve işkenceye maruz kaldı, sonra da öldürüldü. | Open Subtitles | "مارثا تيبرام" اُغتصبت و عُذبت ثم قُتلت |
Martha Tabram tecavüze ve işkenceye maruz kaldı, sonra da öldürüldü. | Open Subtitles | "مارثا تيبرام" اُغتصبت و عُذبت ثم قُتلت |
ISA'da eğitim alırken işkenceye maruz kalırsak aklımızı başka bir yere götürmeyi öğrettiler. | Open Subtitles | (عندما كنت اتدرب مع (آي اس اي علمونا ، ان كنا تعرضنا للتعذيب في أي وقت مضى لينقلوا عقولنا إلى مكان اخر ما |
Kim bilir 30 yıldır hangi şartlarda tutuldu, hangi şartlarda işkenceye maruz kaldı? | Open Subtitles | الاحوال التي أُبقيت بها خلال ال 30 عاماً الماضية ؟ و تعذيبها |
Günde 24 saat işkenceye maruz kalmanın sorunu şu ki... bundan daha kötü muamele görmek imkansız. | Open Subtitles | هذه هي مشكلة التعذيب على مدار الساعة لا يمكنك زيادة حدته ما أن تفعل ذلك |
Bu işkenceye maruz kalmaktan çok ölmeyi tercih ederim. | Open Subtitles | وأود أن أموت بدلا من المعاناة من هذا التعذيب. |
Bir noktada, bu işkence odasında kaçmayı başardı ve komşusunun evine gitti ama Sahar oraya gittiğinde, komşular onu korumak yerine onu eşinin evine geri götürdüler ve Sahar daha şiddetli bir işkenceye maruz kaldı. | TED | و في لحظة ما، استطاعت الهرب من غرفة التعذيب هذه إلى بيت الجار، و عندما ذهبت هناك، بدلاً من حمايتها، أعادوها سحباً إلى بيت زوجها، و تم تعذيبها بشكل أسوأ من ذي قبل. |
Dr. Brennan, kadının "basma" denilen bir tür işkenceye maruz kaldığını söylemiştiniz, değil mi? | Open Subtitles | دوكتور ." برينان "، قلتِ إنّ المرأة كانت معرضة لشكل من التعذيب معروف بـ "الكبس"، صحيح؟ |
ISA'da eğitim alırken işkenceye maruz kalırsak aklımızı başka bir yere götürmeyi öğrettiler. | Open Subtitles | (عندما كنت اتدرب مع (آي اس اي علمونا ، ان كنا تعرضنا للتعذيب في أي وقت مضى لينقلوا عقولنا إلى مكان اخر ما |
Bunu yapmayı reddettiği için işkenceye maruz kaldı. | TED | و لأنها رفضت، تم تعذيبها. |