"işlemek" - Traduction Turc en Arabe

    • ارتكاب
        
    • إرتكاب
        
    • لإرتكاب
        
    • ترتكب
        
    • لارتكاب
        
    • معالجة
        
    • لإرتكابها
        
    • أطرز
        
    Söyleşi yapacak durumda değil. Suç işlemek üzere. Open Subtitles انه لا يستطيع ان يفعل ذلك هو في منتصف ارتكاب جريمة
    Benim babam rahip, o nedenle günah işlemek istiyorum. Open Subtitles أبي قسيس، لذلك أنا بحاجةِ إلى ارتكاب الذنوب
    Suç işlemek konusunda kim şaka yapmaz biliyor musun? Open Subtitles لسنا اناساً يطلقون الدعابات حول ارتكاب الجرائم
    Bu yüzden günah işlemeye zorlandım. Yaşamak için günah işlemek. Sağ kalabilmek için günah işlemek. TED ولهذا أرغمت على إرتكاب الخطيئة، أُرغمت على الخطيئة من أجل لقمة العيش. أُرغمت على الخطيئة من أجل لقمة العيش.
    Biliyor musun, Bayan Clyde, hayattım boyunca cinayet işlemek istedim. Open Subtitles أتعرفين يا مس كلايد طوال حياتى و انا أريد إرتكاب جريمة قتل
    Polislerin cinayet işlemek için en istekli adamın peşinden gideceğini biliyordun. Open Subtitles وعلمت أنّ الشرطة ستلاحق الشخص الذي يملك الدافع الأكبر لإرتكاب الجريمة.
    Pazartesi günü bir cinayet işlemek çok ciddi bir hata. Open Subtitles لكى ترتكب جريمة فى يوم الأثنين هذه غلطة رهيبة جدا
    Veya iki adamı cinayet işlemek için bir şekilde kullanıyordu. Open Subtitles أو إنه بطريقة ما كان يستغل الرجلين لارتكاب جريمة قتل
    Suç işlemek konusunda kim şaka yapmaz biliyor musun? Open Subtitles لسنا اناساً يطلقون الدعابات حول ارتكاب الجرائم
    Ve sizden bu şeyleri suç işlemek için kullandığıma inanmanızı bekliyor. Open Subtitles والأن تعتقد أني إستخدمت هذه الأشياء السخيفة في ارتكاب الجريمة؟
    Herkese deyin ki salak ibneler aptalca suçlar işlemek istediklerinde Crimson Bolt ve Boltie orada olacaklar ve onların küçük kafalarını ezecekler! Open Subtitles أنت أخبر كل من تعرف، أنه في أي وقت يرغب سافل حقير، في ارتكاب جريمة قذرة،
    Affet beni, peder, çünkü günah işlemek üzereyim. Open Subtitles باركني يا أبتي، لأني على أهبة ارتكاب خطيئة
    Hayatımızı geri almak için suç işlemek dışında başka bir yol da var baba. Open Subtitles هناك طرق أخرى لنسترجع حياتنا السابقة , يا أبي طرق لا تتطلب منك ارتكاب جناية
    Pekala. 911'i arayan kişi, adamın cinayeti işlemek üzere olduğunu söylemiş. Open Subtitles حسناَ يقول متصل الطوارئ هذا أنه على وشك ارتكاب جريمة
    Buna istediğiniz şekilde son verebilirsiniz. Cinayet işlemek üzeresiniz. Open Subtitles وبعد ذلك افعلوا ما تريدون أنتم على وشك من إرتكاب جريمة قتل
    medeni bir itaatsizlik suçu işlemek mi yoksa en yeni beşinci buluş içinde yer alan atmosferik prototipin tek başına ölüme gitmesine, onursuzca ölmesine izin vermek mi? Open Subtitles إرتكاب فعل العصيان المدني، أو السماح للخمس الأكثر إبداعـاً النموذج الجوّي أعلى ليموت موت مخجل وحيد؟
    İlk randevumuzda bir suç işlemek istemiyorum. Open Subtitles المشكله أنني لا أريد إرتكاب جريمه في موعدنا الأول
    Bu suçları işlemek için yeterince vakti vardı. Open Subtitles ـ كان لديه متسع من الوقت لإرتكاب تلك الجرائم
    Evet, o da bir ihtimal ama cinayet işlemek için doğal dinginliğini aşabilir mi? Open Subtitles أجل، لديه الإمكانيّة، لكن هل بإمكانه التغلب على طبيعته السلبيّة لإرتكاب جريمة قتل؟
    Ben bir avukatım ve sen çok ciddi bir suç işlemek üzeresin. Open Subtitles أَنا محامي، و أنا أستطيع أَنْ أُخبرَك بأنك أَوْشَكْتَ أَنْ ترتكب جريمة جدّية
    Hangimiz ne biliyoruz? Cinayet işlemek için bir sebep olmadığını biliyorum. Open Subtitles أعرفُ أنهُ ليسَ سبباً لارتكاب جريمة قَتل
    Baştan kurarken, yenileştirirken, var olan her şeyi işlemek ve yeniden kullanmak daha mantıklı. TED لذلك، فبناء جديدة كما هو إعادة تحديثها، قد يكونُ من الأجدر معالجة وإعادة إستخدام كل شيء في الموقع.
    Burada bulunmamın sebebi, günahlarımı... ...itiraf etmek değil . Onları işlemek için buradayım. Open Subtitles أنا لست هنا للإعتراف بأي خطيئة أنا هنا لإرتكابها
    Ben sadece kocamın elbiselerine soyuyla ilgili arma işlemek istemiştim. Ama.. Open Subtitles لقد أردت أن أطرز شخصيًا هذا ليرتديه زوجي

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus