Neyse işte, o gece beni onlardan çıkarken gördü. | Open Subtitles | على أيّة حال، لقد رآني أغادر منزله في تلك الليلة |
İşte o gece, hepsini bağladım ve bir oduncunun vücudunu diğerine sakso çekiyor gibi gözükecek şekilde ayarladım ve diğer oduncuların hepsi kahkahaya boğuldu. | Open Subtitles | لذلك في تلك الليلة قمت بربطهم جميعاً و قمت بعمل هذا الشئ عدلت جثة الحطاب حتي يبدو حتي يبدو انهم يقومون بشئ بشع |
İşte o gece kaza yaptım. Samson Creek Köprüsü'nden uçtuk. | Open Subtitles | في تلك الليلة حطمت السيارة إصطدمت بسيارة على جسر (خور سامسون) |
İşte o gece... | Open Subtitles | ...هذه هي الليلة |
İşte o gece... | Open Subtitles | ...هذه هي الليلة |
İşte o gece... | Open Subtitles | هذه هي الليلة |
İşte o gece kaybettim. | Open Subtitles | أضعتها في تلك الليلة |
İşte o gece Karl kaderiyle tanıştı. | Open Subtitles | في تلك الليلة قابل كارل قدره |
İşte o gece, gizlice şehre girip Şalem'i, kralı ne kadar erkek varsa hepsini öldürdüler. | Open Subtitles | في تلك الليلة, تسللوا إلى المدينة وقتلوا (شاليم) والملك |
(Alkış) İşte o gece hayal etmeye başladık. Düşündük ki muhtemelen insanoğlunun oluşturduğu en şaşırtıcı alet internet. Peki bir şekilde yeni arayüzler bulsak, yani gezegenimizi birlikte paylaştığımız bu fevkalade sezgili varlıklara internet erişimi sağlayacak görsel ve işitsel arayüzler bulsak neler olurdu? | TED | (تصفيق) في تلك الليلة بدأنا نحلم، وفكرنا، أن أروع أدات ابتكرها الإنسان هي الإنترنت، وما الذي قد يحدث إن نحن تمكنا بشكل ما إيجاد واجهات جديدة، واجهات بصرية-سمعية قد تسمح للتواصل مع تلك الكائنات الرائعة التي نتشارك معها الكوكب؟ |
İşte o gece... | Open Subtitles | هذه هي الليلة |