Ji Hyun'un ailesinin iflasını ikinizin ayarladığını duydum. | Open Subtitles | الإفلاس لشركة والد جي هيون سمعتُ أن كلاكما قام بذلك |
İflasını ilan edip kimseye para ödememe planını öğrenmiş olabilirler. | Open Subtitles | أعتقد أنّهم لربّما اكتشفوا خطتك لإعلان الإفلاس وعدم الدفع لأيّ شخص. |
Şap hastalığı salgını onu iflasını beyan etmeye sürükledi. | Open Subtitles | تفشّي مرض الحمّى القلاعية أجبره على إعلان الإفلاس. |
En saygın ve büyük yatırım bankalarından Lehman Brothers iflasını ilan etmek mecburiyetinde bırakıldı. | Open Subtitles | خلال عطلة نهاية الأسبوع بنك الأخوة ليمان - أحد أكثر البنوك احتراما و أكبر بنوك الاستثمار أجبر على إشهار إفلاسه |
Şirket başarısızlıklarından bahsetmişken: Hepimiz Kodak'ın başarısızlığına aşinayız, Ocak 2012'de iflasını ilan eden şirket. | TED | بالحديث عن فشل الشركات: نحن جميعا على دراية بفشل كوداك، الشركة التي أعلنت إفلاسها في يناير عام 2012. |
Bu bina benim kontrolümde olan ve iflasını daha yeni açıklayan bir bankaya satıldı. | Open Subtitles | هذا المبنى بيع لمصرف أتحكم به الذي أعلن فوراً افلاسه |
Geliştirme ücretleri ayrıca ödemek zorunda oldukları borçları yüzünden şirket iflasını verdi. | Open Subtitles | مصاريف التطوير بالإضافة إلى الضرر الهائل الذي اضطرّوا إلى دفع ثمنه أدّى إلى إفلاس الشركة |
İflasını ilan et, tüm dertlerinden kurtul. | Open Subtitles | تُعلِن الإفلاس , كل مشاكلك ستزول |
Bir yıla kalmadan, iflasını bildirecek. | Open Subtitles | في غضون سنة، سيطلب إعلان الإفلاس. |
Baban arkadaşın Charles'ın babası Raymond da dahil olmak üzere kasabadaki herkes gibi iflasını ilan etmektense, parasının son kuruşuyla yanında çalışan ve iş yaptığı herkese borcunu ödediği için yolları süpürüyor. | Open Subtitles | والدك يكنس الشوارع لأنــه أخذ كـل سنت عنده و استخدمــه في تسديد دين كـل رجل و امرأة يدين لهم بـدلا من إعلان الإفلاس مثل الجميع (بالمدينة ، بمـا فيهم والد صديقك (ويلبــر |
Creed Bratton asla iflasını ilan etmedi. | Open Subtitles | ـ(كريد براتون) لم يسبق له أن أعلن الإفلاس |
- Hayır ama rekabet etmektense iflasını ilan etmesini sağlayarak çok iyi bir iş çıkardın. | Open Subtitles | -حسناً، لا، لكنّك قمت بعمل رائع فعلاً لدرجة أنّه قرر إعلان إفلاسه بدلاً من التنافس. |
Ryan Hyde, portföy yöneticisi, 4-C geçen sene iflasını ilan etmiş, ama oldukça iyi bir hayat sigortası poliçesi varmış. | Open Subtitles | (ريان هايد) مدير مالي (4ج) أشهر إفلاسه الشهر الماضي لكن استولى على بوليصة تأمين على الحياة ضخمة |
Kendisi oldukça şaşırtıcı bir biçimde iflasını ilan etti. | Open Subtitles | الذي فجأة أعلـن عن إفلاسه |
Beyler, başka bir şey yapmadan önce söyleyeyim Durham Gıda iflasını ilan ediyor. | Open Subtitles | أيها السادة قبل أن تؤدوا أي عمل دورهام فود أعلنت إفلاسها - نعم |
Şirketim Clothes Over Bro's, iflasını açıkladı, böylece onu elimde tutabildim. | Open Subtitles | شركتي (كلوز أوفر بروز) .... أعلنت إفلاسها |
Şehrin bazı bölgelerinde topluluk liderlikleri görüyoruz, kültürel girişimciler şehre taşınıp iş kurmaya karar veriyorlar. İşverenler buraya taşınıyorlar ve bunlar hepimizin farkında olduğu zorluk zamanında gerçekleşiyor, acil durum yöneticisinin kontrolü altındaki ve geçen temmuzda iflasını ilan eden bir şehirde. | TED | لدينا الآن عملية خدمة مجتمع... ...تجري في الأحياء،... ...لدينا رواد ثقافيون يتخذون قرارات... ...للانتقال إلى المدينة وإنشاء شركات،... ...ولدينا شركات تنتقل بمقارها،... ...ويجري هذا كله في سياق... ...ما ليس خافياً علينا جميعاً،... ...مدينة تحت سيطرة... مدير طوارئ،... ...وفي شهر يوليو هذا فقط أعلنت المدينة إفلاسها. |
Vergi dairesiyle başı dertteymiş ve neredeyse iflasını ilan etmek üzermiş. | Open Subtitles | لقد كان فى ازمة مع مصلحة الضرائب و على وشك اعلان افلاسه |
Bu bina benim kontrolümde olan ve aniden iflasını açıklayan bir bankaya satıldı. | Open Subtitles | {\pos(192,215)}هذا المبنى بيع لمصرف أتحكم به الذي أعلن فوراً افلاسه |
Doyce ve Clennam'ın iflasını açıklamalıyım. | Open Subtitles | يجب أن أعلن إفلاس "دويس" و "كلينم". |