Efendim, tanık efendisine ihanet ettiğini bilerek yaşayamayacağını söylemişti ifadesinde. | Open Subtitles | انت تتذكر قول الشاهد, عندما قال: انه لايستطيع العيش مع معرفته واحساسه بأنه قد خان سيده المحبوب |
Bundan sonra mutluca yaşayabilir tabi onu umursayan tek çocuğa ihanet ettiğini bilerek. | Open Subtitles | والذي سيقضي حياته سعيداً بأنه خان الطفل الوحيد الذي أحبه |
Direniş onlara ihanet ettiğini öğrense ne der merak ediyorum. | Open Subtitles | أتساءل ماذا كانت لتقول المقاومه. لو كانوا يعلمون خيانتك لهم. |
Efendim, bize ihanet ettiğini, Fayed için ajanlık yaptığını kabullenebilir miyim, bilmiyorum. | Open Subtitles | سيدى, لا أعرف اذا كان ...يمكننى قبول أن تكون خانتنا |
Bunu sadece başka bir cadı onun için büyülemiş olabilirdi. Ben onu sadece bize kimin ihanet ettiğini bulabilmek için istedim. | Open Subtitles | الآن، ساحرٌ واحد فقط يمكنه أن يسحرها من أجله، أنا فقط أريدها لكي أعرف من قام بخيانتنا. |
Devletin ona ihanet ettiğini ve intikam alacağını söyledi. | Open Subtitles | قال أن الحكومة خانته وأنه يريد الانتقام. |
Beau'ya bağırarak onun kendisine ihanet ettiğini söylüyordu. | Open Subtitles | وكان يصرخ على (بو)، قائلاً أنّه خانه. |
Korra, Şef Unalaq'ın kendisine ve babasına ihanet ettiğini öğrendikten sonra, ona karşı geldi ve iç savaşı başlatmış oldu. | Open Subtitles | بعد أكتشاف كورا , بأن الزعيم أونولاك قد خانها وخان والدها هي انقلبت ضده , مما أثار حرب أهلية |
Ve son Kral Eli'ne ihanet ettiğini gördüğüm için de sen burada pusudayken kendimi güvende hissedemem. | Open Subtitles | وأراك خُنت آخر ساعِد للملك لن أشعر بالأمان وأنت تتوارى حولي |
Kişisel kazancı için türümüze ne kadar kolay ihanet ettiğini önceden gördünüz. | Open Subtitles | رأيت بنفسك كيف خان بسهولة عرقنا لأجل ربح شخصي |
Bilmiyorum. Belki de babamın Nazilere ihanet ettiğini biliyordur. | Open Subtitles | لا أعلم، ربما كان يعرف أنّ أبي خان النازيين. |
Anne ve babanın davasına ihanet ettiğini söylediğin bir mesaj gönderdin ona. | Open Subtitles | وأنك أوصلت له رسالة، بأنه خان القضية التي سعى لها والداك |
Ve sonraki gün birisinin onun güvenine ihanet ettiğini söylemiş. | Open Subtitles | وقالت أنّ شخصاً خان ثقتها باليوم التالي. |
En yakın dostuna, bizlere ihanet ettiğini söylediler para için. | Open Subtitles | و أخبرونا إنه خان أعز أصدقائه. من أجل الــمــال. |
Seninle arkadaş olmaya çalışırken aslında sana ihanet ettiğini öğrenince üzülmüşe benziyorsun. | Open Subtitles | يبدو بأنك غاضباً ، لأنها جعلت تصدق بأنها تحاول لأن تكون صداقة معك عندما انكشف الأمر و اتضح انها تريد خيانتك |
Arkadaşların onlara ihanet ettiğini fark etmeden önce,kaçmalısın, Charlie. | Open Subtitles | إنه أنت من يجب عليه الخروج تشارلي قبل أن يُدرك .أصدقاؤك خيانتك لهم |
Bize ihanet ettiğini, Fayed için ajanlık yaptığını kabullenebilir miyim, bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعرف اذا كان ...يمكننى قبول أن تكون خانتنا (أنها جاسوسة لـ(فايد |
Bize kimin ihanet ettiğini bilen son kişi o. | Open Subtitles | إنه آخر رجل حي يعرف من الذي قام بخيانتنا. |
Sana ihanet ettiğini öğrenirsin. | Open Subtitles | وسيعلم أنّها خانته |
Slade Alfred'in ona ihanet ettiğini düşünüyor. | Open Subtitles | لماذا ؟ ... (سليد) يشعر بأن (آلفريد) قد خانه. |
Sydney'nin babasının Madagaskar'da ona ihanet ettiğini ispatladın. | Open Subtitles | أبّ سدني المبرهن خانها في مدغشقر. |
Gücünü kazanmak için neye ihtiyaç duyduğunu, kimi incittiğini, kime ihanet ettiğini, kimi öldürdüğünü biliyorum. | Open Subtitles | أعلم ما كان مطلوباً كي تُزيد من قوتك ، من الذين قُمت بإيذائهم من خُنت ، من قتلت |
Tabii bana gelerek annene nasıl ihanet ettiğini ona anlatmamı istemiyorsan. | Open Subtitles | ماعدا لو أردتني أن اخبر والدتك كيف قمت بخيانتها بمجيئكِ إلي من البداية |
Sen de çalıştığın adama ihanet ettiğini öğrendiğinde için içini yedi, değil mi? | Open Subtitles | وعندما إكتشفت أنّك خنت الرجل الذي عملت لحسابه، فقد أكلك ذلك من الداخل، صحيح؟ |
Ona ihanet ettiğini biliyor. Çok büyük tehlikedesin. | Open Subtitles | . يعرف أنكِ خنتيه . أنتى فى خطر كبير جداً |