Ben Başkanı İHO'nun gittikçe ve hızla büyüyeceği konusunda uyardığımda Başkan hiçbir şey yapmadı. | Open Subtitles | عندما حظرت السيد الرئيس للمرة الأولي بشأن تفشي منظمة "آيكو" وبسرعة كبيرة، لم يفعل شيء |
Beni duydunuz, Sayın Başkan. Sizden İHO için bir şeyler yapmanızı talep ediyorum. | Open Subtitles | أنت تسمعني حضرة الرئيس أطالبك بأن تتخذ أجراء بشأن "آيكو" |
Çünkü kim Başkan olursa olsun, İHO ve dünyadaki diğer terörist gruplarla uğraşmak zorunda kalacak. | Open Subtitles | أيًا كان من صار رئيس سيكون عليه التعامل مع قضية "آيكو" وكافة تلك التهديدات الإرهابية الآخرى التي نواجها حول العالم |
Benim için daha önemli olan özür yerine İHO'nun yok edilmesidir, Sayın Başkan. | Open Subtitles | القضاء على "آيكو" أهم من إعتذارك لي سيدي الرئيس |
İHO dün gece geç saatlerde As Suwar'dan harekete geçti. | Open Subtitles | (أيكو) بدأت تقدمها من عند الثوار في وقت متأخر البارحة |
Yaklaşık 10 dakikadır orada bulunuyorlar ve İHO meselesini konuştukları tahmin ediliyor. | Open Subtitles | إنهم بالداخل لما يقارب عشر دقائق بإفتراض أنهما يناقشان مسألة "آيكو" |
Vali Conway terörle ilgili yeterince bir şey yapmadığımızı söylemeye devam ediyor ancak İHO'nun durdurulduğunu göz ardı ediyor. | Open Subtitles | الحاكم (كونواي) يستمر في قول أننا لا نفعل كفاية بشأن الإرهاب لكنه يتجاهل حقيقة أن (آيكو) تم إيقاف زحفها |
Başkanın İHO ile başa çıkma biçimini başından beri sevmiyorum... | Open Subtitles | لا أحب طريقة الرئيس في تولي أمر (آيكو) أولا بأول، |
Bu da, liderleri olmadan İHO artık bir zamanlarki gibi tehlike oluşturmuyor. | Open Subtitles | أن (آيكو) لم تعد تشكل ذلك الخطر كما كانت سابقاً دون قيادتهم |
O İHO üzerinden Underwood'un canına okuyor. | Open Subtitles | ولقد أصاب (آندروود) في مقتل بشأن قضية (آيكو) |
Dreyer, İHO'nun bir başka petrol bölgesini ele geçirdiğini söyledi. | Open Subtitles | أخبرني (دراير) بأن (آيكو) استولوا على حقل نفط آخر هذا الأسبوع إنهم يتنامون يشاركك (دراير) الكثير، أليس كذلك؟ |
Yani bildirilerimiz geçerliliğini korusun diye İHO'nun yöneticilerinin hayatta kalmasını mı istiyorsunuz? | Open Subtitles | تريد إذاً إبقاء قادة (آيكو) أحياء كي نظل في الصورة؟ |
Günde elli defa İHO'yu yok etmemiz gerektiğini söylüyorsun şimdi ise kalkmış kasten bizi bundan alıkoymaya çalışıyorsun. | Open Subtitles | ظللت تردد أن علينا تدمير (آيكو) خمسين مرة وها أنتَ الآن تمنعنا من فعل ذلك عن قصد. |
Bana resmi olarak İHO ile alakalı gözetim aktiviteleri konusunda bilgi veriyorsun. | Open Subtitles | أنت تطلعني على أمور تتعلق بنشاطات مراقبة (آيكو) |
İHO ve kampanya için olan algoritmalar birbirinin aynısı. | Open Subtitles | اللوغارثيم المستخدم من أجل (آيكو) و الحملة متطابقان |
Taleplerimiz yerine getirilirse, İHO merhamet edecektir. | Open Subtitles | و(آيكو) ستمنحنا الرحمة فقط إن تم تلبية هذه المطالب |
- Daha önceki gruplar, mesela El-Kaide'nin sosyal ağları kullanma seviyesi İHO'nunkine yakın bile değildi. | Open Subtitles | لم تستخدم الشبكات الإجتماعية (بالدرجة التي تستخدمها (آيكو |
İHO İslamiyet'i temsil etmiyor. | Open Subtitles | و الذين يملكون ذات الأحلام التي يملكها جميع الأمريكيين آيكو) لا تمثل الإسلام) |
Bu sebeple, İHO gelişmelerini nasıl durdurabileceğimizi kararlaştırmak için hemen Washington'a dönüyorum. | Open Subtitles | وكنتيجة لهذا, سأتجه إلى (واشنطن) الآن لنقرر كيف نوقف تقدم (أيكو) |
İHO'nun planlarına hız kazandırma sebebinin Vali'nin açıklamaları olması benim için sürpriz olmazdı. | Open Subtitles | لن أتفاجأ إن قامت (أيكو) بتسريع خططها بسبب تعليقات الحاكم |
Efendim, mevcut İHO konumları bu şekilde. | Open Subtitles | سيدي, هذه المواقع الحالية لمنظمة (أيكو) |