"ihtiyaç yok" - Traduction Turc en Arabe

• لا تحتاج
• لا يحتاج
• لست مطلوب
• ليست هناك حاجة
• ليس هناك حاجة
• فلا حاجة
• لا توجد حاجة
• لا يتطلب

Tabii ki çocuk sahibi olmak için bir lisansa ihtiyaç yok. Bu hiçbir şeyin kanıtı değil.
بالرغم من أنه لا تحتاج إلى رخصة أو إثبات لإنجاب طفل

Bu yolculuğa çıkmak için Kredi kartına da ihtiyaç yok
لا تحتاج إلى بطاقة الائتمان لركوب هذا القطار

Daha fazla aktrise ihtiyaç yok mu? - Sen sadece aktris değilsin.
ـ لكن لا يحتاج لمزيد من الممثلات ـ أنّكِ لستِ مجرد ممثلة

Tek Göz sana burada ihtiyaç yok.
سيكلوبس رجل بعين واحدة ( حيوان خرافي ) انت لست مطلوب هنا

Güçlü shinobi savaşçılarının olduğu, saklı köylere ihtiyaç yok artık.
ليست هناك حاجة لقرى مخفيه. محاربي "شينوبي" الهائلون.

Artık feneri yanık tutacak birine ihtiyaç yok yola çıkabileceğimi hissediyorum.
الآن بأنه ليس هناك حاجة لمراقبالفنارِ،أنا قَدْ أَنتقلُ.

- Kan yoksa bana da ihtiyaç yok.
لا وجود للدم، فلا حاجة لي

Hiçbir şekilde canlı çalan müzisyenlere ihtiyaç yok. Ve ses sistemleri gayet iyi.
لا توجد حاجة لوجود أيّ موسيقيين ليؤدوا مباشرة بالمرة. و أنظمة الصوتيات جيدة.

Bunu açıklamak için çok da kuantum mekaniğine ihtiyaç yok.
إنه حقاً لا يتطلب الكثير للشرح على غرار ميكانيكا الكم.

Artık bunları yapmak için de insanlara ihtiyaç yok.
لا تحتاج مساعدين بشريين لذلك بعد الآن.

Affedersiniz efendim, 20 adama ihtiyaç yok.
عفوا يا سيدي أنت لا تحتاج 20 رجلا

Beni mağazana göz kulak olmak için işe aldın. Ben de oluyorum. Denetlemeye ihtiyaç yok.
لقد عيّنتني لرعاية متجرك والان انا ارعاه وهذا لا يحتاج الى أي اشراف

Çünkü inandığım gelecekte paraya ihtiyaç yok.
لأن المستقبل الذى أؤمن به لا يحتاج إلى المال

Çilink! Dünyada bir tane daha otoparka ihtiyaç yok ki.
العالم لا يحتاج لموقف سيارات آخر

Avam Kamarasında size ihtiyaç yok mu Sir Danvers?
لست مطلوب فى مجلس العموم (سير (دانفيرز

Lütfen, burada buna gerçekten ihtiyaç yok, ama teşekkürler.
-رجاءً، ليست هناك حاجة ... لتوضيح الآمر، لكن شكراً لكِ

Evet, sana ihtiyaç yok.
نعم، ليست هناك حاجة لك.

O kadarlık ihtiyaç yok.
ليس هناك حاجة لذلك

Onu aramaya ihtiyaç yok.
ليس هناك حاجة للاتصال به.

Yeni bir kan olayı olmadığına göre bana da ihtiyaç yok.
-لا دم جديد، فلا حاجة لي

Duyma engelli askerlerin olduğu bölükler kendi iletişim yöntemlerini geliştirmişler, dolayısıyla tercümeye ihtiyaç yok.
طورت كل من هذه الوحدات التي لديها جنود صُم طريقتها الخاصة للتواصل مع بعضهم البعض، لذلك لا توجد حاجة لمترجمين.

Bu meseleyi nasıl karman çorman ettiğini anlamak için iki tane göze ihtiyaç yok.
لا يتطلب الأمر عينان لترى المصلحة التي فعلتها بهذه المسألة