Ailemde iki çeşit akrabam var, ölmüş olanlar ve yaşamakta olanlar. | Open Subtitles | في عائلتي ..هناك نوعان من الأقارب اﻷموات والأحياء ، الأحياء : |
Ve temel olarak, söylemek istediğim güç değişiyor olmasi ve iki çeşit degişim bulunuyor konuşmak istediğim | TED | وبشكل أساسي، ما أود إخباركم به هو أن القوى تتغير، وأن هناك نوعان من التغيرات أريد التحدث عنها. |
İki çeşit mahmuz vardır, dostum kapıdan giren ve camdan giren. | Open Subtitles | هناك نوعان من المكافآت يا صديقي هذه التي تأتي من الباب والأخرى التي تأتي من النافذة |
İki çeşit fasulye birleşip evlilik denen olaya tat verirmiş. | Open Subtitles | خليط من نوعين من الحبوب ذو نكهة حلوة خاصة بالزواج. |
Aslında aynı robot için iki çeşit beyin kullandım. | TED | لذلك , في الواقع استخدمت نوعين من الادمغة لنفس الروبوت |
Gerçekten de bu tarz bir sistemin sadece iki çeşit sonuç üretebilmesine şaşırmamak gerekir: sessizlik veya gürültü. | TED | فليس من غير المتوقع إذًا أن هذا النوع من الأنظمة لا ينتج سوى نوعين من النتائج: الصمت أو الضجيج |
Hükümet yok, yasa yok, sadece iki çeşit insan var. | Open Subtitles | ليس هناك حكومة ،والقانون لا ،/ فقط نوعان من الناس: |
Bu dünyada iki çeşit insan vardır. | Open Subtitles | سأخبرك بأمر , هناك نوعان من البشر في العالم |
Dünyada iki çeşit acı çeken insan vardır: | Open Subtitles | يوجد نوعان من الذين يعانون في هذا العالم: |
Dinle! Bu dünyada iki çeşit insan vardır. Diğerlerini kullananlar ve kullanılanlar. | Open Subtitles | إستمع في هذه الحياة نوعان من الناس منهم من يستخدم الآخر ومنهم من يستخدم |
Anlayın, bu dünyada iki çeşit köpek vardır, vahşi köpekler ve evcil köpekler. | Open Subtitles | فهمتم. في هذا العالم هناك نوعان من الكلاب. كلاب مشردة وأخرى أليفة. |
Devletin iki çeşit takip usulü vardır, ...birisi bir şeyler aramak içindir, ...diğeri ise hayatını zorlaştırmak içindir. | Open Subtitles | هناك نوعان من المراقبة الحكومية نوع يبحثون به عن شيء ما ونوع يجعلون به حياتك صعبة |
Peki, iki çeşit psikoz vardır. | Open Subtitles | حسنا ، هناك نوعان من أنواع الإختلال العقلي. |
Rusya'da sadece iki çeşit insan vardır. | Open Subtitles | في روسيا الآن، نقول أن هناك نوعان من البشر |
Bunu iki çeşit kız yapar seks yapmayı seven ya da... | Open Subtitles | نوعان من الفتيات يفعلنَّ ذلك، الفتياتاللاّئييعشقنًّالجنس،والفتياتاللاّئي .. |
Dr.King'in inandığı... ...bu dünyada iki çeşit yasa vardır, Biri yüksek merciler tarafından yapılanlar... ...ve diğeri insanlar tarafından yapılanlar. | TED | آمن د.كينج، أن هناك نوعين من القوانين في العالم: تلك التي وضعتها القوى العليا، والأخرى التي وضعها الناس. |
Bunu biliyor musunuz emin değilim ama iki çeşit şişman insan vardır. | Open Subtitles | أترين أنا ليست متأكد حول هذا الأمر ولكن هنالك نوعين من الناس البدناء |
Daha iki çeşit balığımız var. | Open Subtitles | هناك نوعين من الأسماك لم تقم بتجربتها. إن طعمهم رائــع. |
Sana, yazdıklarını beğendiğinde iki çeşit alkollü sıvı akıtabilen yeni bir daktilo getirdim. | Open Subtitles | لقد أحضرت لك آلة كاتبة جديدة والتي تقوم بإصدار نوعين من السموم عندما يعجبها ما تكتبه |
Yeni evrim bilgiden kaynaklanır, iki çeşit bilgi kaynağı vardır: dijital ve analog. | Open Subtitles | الإرتقاء الجديد ينبع من المعلومات و هو ينبع من نوعين من المعلومات: رقمي و تناظري |