İki genç Denizcinin, felaketle sonlanabileceğini asla hesaplamadıkları sıradan bir emri uygulamasıyla bunun aynı olduğunu mu düşünüyorsun gerçekten? | Open Subtitles | أتظن حقاً أن هذا يشابه قضية ضابطين بحريين شابين نفذا أمراً روتينياً لم يؤمنا أبداً أن ينتهي بشكل مؤذي؟ |
Bugün burada, iki genç kişinin evliliğin kutsal ve neşeli... ..bağı ile bir araya gelişi için toplandık. | Open Subtitles | نشهد اليوم ارتباط شابين فى الرابطة السعيدة من الزواج المقدّس |
Öğrenici üniformalı iki genç az önce içeri girdi. | Open Subtitles | شابان فى زى طلاب العسكرية دخلا منذ فترة بسيطة |
Ve yerel haberler, iki genç ölümü daha meydana geldi her ikisi de intihar. | Open Subtitles | وفي الأخبار المحلية، وفاة مراهقتان أكثر حدثتا كلاهما إنتحار |
İki genç, kadınlar tuvaletini kullanığı için onu acımasızca dövdü ve bir McDonald's çalışanı bu olayı telefonuyla kaydetti. | TED | إلا أن مراهقتين تعرّضتا لها بالضرب لاستخدامها مراحيض النساء وصوّر موظف ماكدونالدز هذا المشهد بجواله. |
Görünüşe göre ortada iki genç süper ikiz varmış. | Open Subtitles | أجل، لقد اتضح أنهما مراهقين من العجائب |
Bu lafı kim söylediyse bu iki genç ve güzel insanı düşünmüş herhâlde. | Open Subtitles | حَسناً، بغض النظر عمن صاغ تلك العبارةِ لَرُبَّمَا كَانَ يضع هذان الشابان الرائعان في باله |
Bayan Riley, o iki genç adam şu anda bu mahkeme salonunda mı? | Open Subtitles | سيدة رايلي، هل ذانك الشابين موجودان هنا في قاعة المحكمة؟ |
İki genç Şayen getirdi. Konunun ne olduğunu bildiğini söylediler. | Open Subtitles | جلبه اثنان من الشباب الشايان قالا انك ستعرف من اجل اي شئ هذا |
Hayatımda tanıştığım en salak iki genç kız sizsiniz. | Open Subtitles | أنتما اثنتان من أغبى المراهقات اللاتي صادفتهن |
iki genç ayağa ve güçlü bir sırta ihtiyacım var. | Open Subtitles | أحتاج إلى قدمين شابتين وظهر قوي للحصول عليه |
Ve aslında öğle yemeğinden değil iki genç Kübalının sana çok kötü şeyler yaptıklarından bahsedeceğini farz edeceğim. | Open Subtitles | -و إنّما شابّان كوبيّان فعلا أمراً فظيعاً لكِ . |
Ama iki genç insanın bu zamanlarda nasıI ev geçindirebileceği hakkında en ufak bir fikriniz yok. | Open Subtitles | لكن ليس لديك فكرة كم من الصعب على شابين أن يبدآ حياتهما هذه الأيام |
Büyük bir kariyerinin henüz başında olan iki genç adamız, kendini sihir sanatına adamış iki genç adam, hiçbir zaman kimseye zarar vermek istememiş olan iki genç adam. | Open Subtitles | كنا شابين في مقتبل مستقبل عظيم شابان مسخران للوهم شابان لم ينووا ايذاء احد ابدا |
Ama bu sabah polis teşkilatının iki genç siyahı baskıyla yıldırmaya çalıştığını sokak dedikodularından öğrendim. | Open Subtitles | ولكن منزعجة بخزيّ على مستوى التخويف للشرطة ضد شابين من الرجال السود ألتقطا من الشارع بإشاعات شفهية |
Siz iki genç delikanlı birden daha baştan çıkarıcı görünmeye başladınız. - Pekâlâ. | Open Subtitles | أنتم شابين غضين تبدوان أكثر أغراء في الوقت الحالي |
Kafamı kaldırıp baktım ve iki genç adamın Sac-o-Suds'tan koşarak çıktığını ve açılabilir beyaz tavanı olan yeşil bir arabaya atlayıp, şeytan gibi uzaklaştıklarını gördüm. | Open Subtitles | فنظرت ورأيت شابين يهرعان من بقالة "ساك أو سادز" ثم قفزا إلى سيارة خضراء مكشوفة ذات غطاء أبيض وإنطلقا مثل الصاروخ |
İki genç adam. Birlikte takılmıştık. Swanney'den ilk malımızı almıştık. | Open Subtitles | ذهبنا برفقة شابين إلى النادي (واشترينا منتجنا الأول من (سواني. |
İki genç doktorun kameramanımı canlandırmaya çalışmasını size canlı olarak aktarıyorum. | Open Subtitles | مجيئ إليك حيّان كطبيبان شابان يُحاولُ إنْعاش مصوّرِي. |
İki genç kız, ebeveynleri yok, kuralları yıkıyorlar ve bir nedenle o şekilde giyiniyorlar. | Open Subtitles | مراهقتان بدون أهلهما و يخرقان القوانين و ترتديان تلك الملابس لسبب |
İki genç kız için zırhlı araca mı ihtiyacınız var? | Open Subtitles | تحتاجين إلى مركبه مصفحه لـفتاتين مراهقتين ؟ |
Meğerse ortada iki genç süper ikiz varmış. Bennet bizi onlara götürecek. | Open Subtitles | اتضح أنهما مراهقين من العجائب سيقودنا (بينيت) إليهما مباشرة |
İster inanın ister inanmayın, 10 ay kadar önce, 1485 01:31:31,440 -- 01:31:34,359 bu iki genç beyzbolu hiç duymamıştı, bir topu alıp fırlatmamışlardı. | Open Subtitles | صدقوا أو لا تصدقون قبل عشرة أشهر هذان الشابان لم يسمعوا عن البيسبول من قبل أكثر من مجرد إلتقاط الكرة و محاولة رميها |
Bugün de, bu iki genç insan öğrendiklerini, geldikleri yeri ve halkımız ile milletimize neler ifade ettiklerini gösterirken hep birlikte bu duaya amin diyelim. | Open Subtitles | اليوم دعونا نتعبد معا مثل هؤلاء الشابين ان يظهروا ما تعلموه ما كانوا عليه |
- İki genç yıllar yılar önce kaybetti birbirini | Open Subtitles | الذى فقده اثنين من الشباب فقد الى الابد منذ عده سنوات |
Tatlım, iki genç lezbiyen kızın ayrılığı gerçekten acımasız olabiliyor. | Open Subtitles | يا إلهي، الانفصالات بين المثليات المراهقات تحديدًا قد تكون قاسية جدًا. |
Zira iki genç kızın posta arabasıyla yalnız seyahat etmeleri fikrine dayanamıyorum. | Open Subtitles | لانني لا استطيع تحمل فكرة تجوال شابتين لوحدهما |
İki genç adam. | Open Subtitles | رجلان شابّان |