Ama düşündüğünüz zaman, gelecekte daha az materyalin bulunduğu dünya içinde, iki seçeneğiniz vardır. | TED | فكر في الأمر .. إن كنت تريد أن تعيش في عالم في المستقبل بحيث يوجد فيه سلع أقل وأفضل فأنت أمام خيارين |
özellikle de iki seçeneğiniz varsa; kahverengi ya da açık renk vardı. Yani bu dersi erken yaşta öğrendim. | TED | خاصة ان كنت املك خيارين .. البني .. و السادة وقد تعلمت هذه الدروس منذ صغري |
Kara Şövalye Tarikatına katıldığınızdan beri sadece iki seçeneğiniz oldu. Ya benimle yaşayın ya da benimle ölün! | Open Subtitles | منذ أن إنضممتم إلى منظمة الفرسان السود لم يبقى لديكم سوى خيارين |
Bunlar olmadığında ise iki seçeneğiniz vardır. | TED | الآن عندما تخرج هذه من السيطرة، سيكون لدينا خياران. |
Muvaffak olmayan bir harekatın ertesi sabahında iki seçeneğiniz vardır. | Open Subtitles | بدأ يوم جديد بعد عملية فاشلة لديك خياران |
İki seçeneğiniz var-- işsizlik ya da erken emeklilik. | Open Subtitles | لديك خيارين عاطل عن العمل أو حياة رفاهيه |
Korkarım son kartınız bu sabah reddedildi, bu durumda iki seçeneğiniz var. | Open Subtitles | -أخشى أن بطاقتك الأخيرة قد أُلغيت هذا الصباح, مما يضعك... بين خيارين |
Lütfen bir yol seçin. İki seçeneğiniz var. | Open Subtitles | رجاءً اختاروا الطريق، ثمّة خيارين. |
Çünkü görünüşe bakılırsa iki seçeneğiniz var. | Open Subtitles | لأن بالطريقة التي أرى به الأمر، لديكِ خيارين الأول... |
[Mutlu olun, bu insanları çıldırtır.] (Alkışlar) Genç bir bayan olarak bu gibi durumlarda, iki seçeneğiniz var. | TED | [كوني سعيدة، فذلك يثير حفيظتهم] (تصفيق) كما ترون، كامرأة شابة في مواقف كهذه، فإنك أمام خيارين. |
İki seçeneğiniz var. | Open Subtitles | يا رفاق لديكم خيارين |
Şu anda iki seçeneğiniz var: | Open Subtitles | الآن لديك خيارين: |
İki seçeneğiniz var | Open Subtitles | لديك احد خيارين |
Benim bakış açımdan, iki seçeneğiniz var. | Open Subtitles | لذا بما أراه . لديكِ خيارين |
Yani sadece iki seçeneğiniz var: | Open Subtitles | لذلك أنت فقط حصلت على خيارين: |
FBI neyin peşinde olduğunuzu biliyor. Şu anda sizi arıyorlar yani iki seçeneğiniz var... | Open Subtitles | المكتب الفيدرالي يعرف بما تنوين ويبحثون عنكِ الآن، لديكِ خياران فقط |
Dokkaebi bebek ölmedikçe durmayacak, yani iki seçeneğiniz var. | Open Subtitles | دوكيبي لن تتوقف حتى يموت طفل المخادع لذا لديك خياران |
Gördüğüm kadarıyla iki seçeneğiniz var: | Open Subtitles | أهذا ما تقصده ؟ حسبما أرى الأمر فإن لديك خياران |
Çocuğunuz, neden eski kocanızla birlikte kampa gidemeyeceğinizi sorduğunda iki seçeneğiniz vardır. | Open Subtitles | عندما يسأل طفلك عن سبب عدم ذهابنا للتخييم مع زوجك السابق ... لديك خياران |
Ve hayatta öyle anlar olur ki dibe vurursunuz, içiniz buruk ve kalbiniz paramparça. Ve ne zaman kötü haberle dünya başınıza yıkıldığında acı hazmedilip her yanınızı sardığında umarım her zaman iki seçeneğiniz varmış gibi davranırsınız. | TED | وهناك اوقات في الحياة ستغمرك الفرحة أيضاً .. وسوف تشعر بأوقات يقشعر جسدك لاجلها فرحاً .. ويطير قلبك منها أملاً وعندما تغمرك الاخبار السيئة .. وعندما تشعر بأن الألم محيط بك تماما .. وقد أغرقك أريدك أن تعي وان تعرف ان لديك دوماً خياران حيال هذا |
O halde yalnızca iki seçeneğiniz var. | Open Subtitles | والآن، عندك خياران فقط |