Evet, bundan 12 kadar yıl önce senden iki yaş daha küçükken yönetmelik taslağında yaptığım küçük bir hata buldun. | Open Subtitles | أجل وجدت الخطأ الوحيد الذي قمت به أثناء سحب تلك اللوائح منذ 12 سنة مضت عندما كنت أصغر منك بسنتين |
Fazlasıyla yaşlısın. Teşekkür ederim canımın içi. Gene de senden iki yaş gencim. | Open Subtitles | حسنا، شكرا يا عزيزتي ما زلت أصغر منكِ بسنتين |
Annem Joan Crawford'dan ...en az iki yaş büyüktü ama hâlâ göz alıcıydı. | Open Subtitles | أمي كانت على الاقل أكبر بسنتين على عكس ما كانت تتعدي جون كروفورد ولا تزال جذابة للغاية |
Bu yüzden yarıştık. Ben ve Kenny. Benden iki yaş küçüktü. | Open Subtitles | لذا تسابقنا أنا وكيني الذي كان يصغرني بعامين |
Benden iki yaş büyük. Neler yapabileceğini kim bilir? | Open Subtitles | إنها أكبر منى بعامين ومن يعلم ماذا تستطيع أن تفعل |
Tamam, benden sadece iki yaş büyüksünüz. Ve ben iyiyim. | Open Subtitles | حسنٌ، أنتما أكبر مني بعامين وأنا على ما يرام. |
Yalnızca, senden iki yaş büyüğüm ve öpmeye yaklaştığım tek kişi Stevie. | Open Subtitles | انه فقط اني اكبر منك بسنتين والشخص الوحيد الذي كنت قريبة منه لدرجة كبيرة كان ستيفي |
Annenin niyeti iyi, ama unutma ki annen seni doğurduğunda senden iki yaş büyüktü. | Open Subtitles | كنا فقط أكبر منك بسنتين عندما ولدتي. أحياناً أعتقد الخطوط تبدو غير واضحة عن رغبتها |
Jennifer bende iki yaş büyük ve bize bakıcılık mı yapacak? | Open Subtitles | جينيفر أكبر منّي بسنتين وهي ستأتي لِتجالسنا ؟ |
Benden iki yaş büyük. | Open Subtitles | منذ كان عمره 18 عاما هو أكبر مني بسنتين |
O zamanlar kardeşimden iki yaş büyüktüm -- yani, hala ondan iki yaş büyüğüm -- ama o zamanlar bu onun istediğim herşeyi yapması gerektiği anlamına geliyordu, ve savaş oyunu oynamak istedim. | TED | كنت أكبر أختي بسنتين في ذلك الوقت-- أقصد,أنا أكبر منها بسنتين الآن أيضا-- لكنه كان يعني في ذلك الوقت أنه يتوجب عليها فعل كل شيء أطلب منها فعله وكنت أريد أن نلعب لعبة الحرب |
Dahası ondan iki yaş büyüğüm! | Open Subtitles | واكثر ايضا! كوني اكبر سنا منها بسنتين! |
Benden sadece iki yaş büyüksün. | Open Subtitles | أنتِ أكبر مني بسنتين فقط |
Onlar sana göre iki yaş daha büyük. | Open Subtitles | هذا يجعلهم أكبر بسنتين عنكِ |
İki yaş küçük. | Open Subtitles | إنها أصغر مني بسنتين |
Benden iki yaş büyüktü ve sanki benim yeni üvey annem mi olacağını düşünüyordu? | Open Subtitles | إنها أكبر منى بعامين ، وقد إعتقدت ماذا ، أنها ستكون أمى البديلة ؟ |
Teknik olarak tutuyorsun ama iki yaş eksiğin mi oluyor? | Open Subtitles | تقنيًا أنت مؤهل بغض النظر, كما تعلم, عن كونك أكبر بعامين |
Kate Moss bunu 13 yaşındayken yapıyordu. Ondan iki yaş büyüksün. | Open Subtitles | بدأت (كايت موس) عرض الأزياء بالثالثة عشرة أنتِ أكبر منها بعامين |
Seninle aramızda sadece iki yaş var. | Open Subtitles | أنا أكبر منك بعامين فقط |
Ama o kadar gençliğimi değil, hatta belki bir iki yaş büyük halimi. | Open Subtitles | ليس شبابي، ربما أكبر بعامين. |
İki yaş da büyüktü. | Open Subtitles | وهى أكبر منك بعامين. |