İkimizden birinin pazarlığa ihtiyacı olması durumunda bir sigorta mukavelesiydi. | Open Subtitles | لقد كانت وسيلة تأمين في حالة لو أراد أحدنا المساومة |
İkimizden birinin gerçek güç pozisyonunda son bulmasının zamanı gelmişti. | Open Subtitles | لقد حان الوقت وذلك أحدنا انتهى في موقع القوة الحقيقية |
Tüm bu saçmalıkları durdurmak için ikimizden birinin bir şeyler yapması gerekmiyor muydu? | Open Subtitles | أكانت هناك ثمة نقطة حيث كان بإمكان أحدنا الاستسلام لإيقاف كل هذا الهراء؟ |
Hâlâ nefes alıyor olmanın tek sebebi ikimizden birinin hâlâ insan olması. | Open Subtitles | السبب الوحيد لكونك ما زلت تتنفَّس هو لأن أحدنا ما يزال إنسانًا. |
Biliyor musun ikimizden birinin savaş meydanları dışında bir yerde başarılı olabileceğini hiç düşünmemiştim. | Open Subtitles | أتعرف لم أكن أظن أن أحداً منا سينجح فى شئ سوى المعارك والحروب |
Vay be. İkimizden birinin mezuniyet balosu Kralı olduğunu hayal edebiliyor musun? | Open Subtitles | مذهل، هل لك أن تتخيل أن أحدنا كان هو الملك العائد للوطن؟ |
En azından ikimizden birinin rolü kapmış olmasına çok sevindim. | Open Subtitles | بأني مسرور لأن أحدنا على الأقل حصل على الدور |
Dinle, iyi uyuduğu için bana teşekkür edecek... ve bu, ona illa ikimizden birinin burada olması gerekmediğini... ve başka seçeneklerimizin de olduğunu gösterecek.... | Open Subtitles | اسمعي ستشكرني على النوم الهانئ وهذا سيثبت لها بأنه لا يجب أن يكون أحدنا هنا وأن لدينا اختيارات أخرى |
Yalnızca ikimizden birinin kimliğini kaybetmemesi için biraz fazla uğraşmamız gerekecek. | Open Subtitles | نحن فقط يَجِبُ أَنْ نَعْملَ بجدّ إضافيون لتَأْكيد لا أحدنا يَفْقدُ هويتُنا. |
İkimizden birinin kazanabilmesi durumunda bunun sen olduğuna sevindim. | Open Subtitles | إذا كان على أحدنا الفوز فأنا مسرور لأنه أنتٍ |
Tek yapmamız gereken, ikimizden birinin direksiyona geçmesi için bir çatışma çıkarmak. - Hazır mısın? | Open Subtitles | كل ما نحتاجه هو معركةً نارية بما فيه الكفاية لجعل أحدنا يتمكن من الوصول إلى خلف العجلة |
Ve iyi ki yapmışım, çünkü ikimizden birinin ebeveyn olmaktan sorumlu olması gerekiyor. | Open Subtitles | وهذا شيءٌ جيد أني فعلت، لأن على أحدنا أن يكون أباً/أماً مسؤولاً الآن |
O da ikimizden birinin takımı bırakması olurdu. | Open Subtitles | أحدنا الوحيد يَجِبُ أَنْ يَتْركَ الفريقَ. |
Ama ikimizden birinin ihtiyacı olursa, bunun olabileceğini biliyoruz. | Open Subtitles | ولكنّنا نعلم بأنّ ذلك ممكن، أنا وأنتِ، إن احتاج أحدنا ذلك يوماً |
Bana ikimizden birinin bu O.Ç.'nu yenmemiz gerektiğini söylemiştin, hatırlıyor musun? | Open Subtitles | أتتذكر عندما قلت أن يتوجب على أحدنا هزيمة هذا الوغد؟ |
İşini bırakmak zorunda kalacaksın çünkü ikimizden birinin evde olması lazım. | Open Subtitles | ستستقيل من وظيفتك لأن على أحدنا أن يكون في المنزل. |
Ama aslında beşinci randevumuz ve bu gerçek randevu muhtemelen ikimizden birinin evinde son bulacak. | Open Subtitles | وهو في الواقع، تقريبا، موعدنا الخامس. وهذا الموعد الحقيقي على الأرجح سينتهي في شقة أحدنا. |
- Ya o karışımı ikimizden birinin üzerinde denerse ne olacak? | Open Subtitles | وماذا إذاً ؟ إذاً , ماذا لو جرب هذا المحتوي على أحدنا ؟ |
Aramızdakiler ancak ikimizden birinin ölümüyle çözülebilir. | Open Subtitles | لايمكن تسوية ما بيني وبينه إلا بموت أحدنا. |
Evet ama gönül çalmak için okul inşa ediyorsak ikimizden birinin bununla ilgilenmesi iyi bir fikir olur. | Open Subtitles | أجل، لكن إذا كنا ننشىء مدارس لإظهار حسن النية أظنها فكرة سديدة بأن ينخرط أحدنا مباشرة في الأمر |
Açıkçası ikimizden birinin bu kadar uzun yaşayacağını düşündün mü hiç? | Open Subtitles | فلتكوني صادقةً صريحة, هل إعتقدتِ بأنَّ ... أحداً منا سيعيشُ حتى هذا العمر؟ |