...ve yarın Lyndsey ile öğle yemeği yerken evlat edinme geçene kadar gizli olması gerektiğini söyleyeceğim. | Open Subtitles | وغدا بينما اتناول الغداء مع ليندزى ساخبرها ان تختفى قليلاً حتى ينتهى التبنى |
Market zincirleri sahibi olan Bay Spiegel ile öğle yemeği yedim. | Open Subtitles | إجتمعت على الغداء مع السيد سبيغل الذي يمتلك سلسلة من المتاجر متعددة الاقسام |
Caroline, Jeanine ve dadıyla ile öğle yemeği yemeni istiyorum. İyi olmaz mı? | Open Subtitles | أريدك أن تتناولى الغداء مع " جانين " و " نانى" |
Öyle mi? Ne yazık, Will ile öğle yemeği yiyeceğim. | Open Subtitles | للأسف ، سأتناول الغداء مع " ويل" |
George Bush ile öğle yemeği yedim, biraz sonra Madonna ile kahve içeceğim. | Open Subtitles | لقد تناولت الغذاء مع جورج بوش وسأذهب الأن لتناول القهوة مع مادونا |
"Marjorie ve Camille ile öğle yemeği." | Open Subtitles | تناول الغذاء مع مارجوري و كاميل |
Gitmeliyim. Lou ile öğle yemeği yiyeceğiz. | Open Subtitles | سأذهب إلى مركز الشرطة لأتناول الغداء مع (لو). |
Jill ile öğle yemeği yerken ne düşündüğümü biliyor musunuz? | Open Subtitles | أتدري بما كنت أفكر طوال الوقت وأنا أتناول الغداء مع (جيل)؟ |
Yarın Ben ile öğle yemeği yiyeceğiz. | Open Subtitles | ستتناول الغداء مع (بن) غداً ستلتقي بأعز أصدقائي |
Ayrıca, yarın arkadaşım Ben ile öğle yemeği yiyeceğiz. | Open Subtitles | كما أننا سنتناول الغداء ..مع صديقي (بن) غداً لذا |
Elbette. Öldüğü gün, Hank ile öğle yemeği yemiştin. | Open Subtitles | لقد تناولتِ الغداء مع (هانك) فى اليوم الذي تُوفي فيه |
Loo ile öğle yemeği yiyecektim. | Open Subtitles | حسنا سأتناول الغداء مع ليو |
Gene ile öğle yemeği yedim. Bana bazı isimler verdi. | Open Subtitles | تناولت الغداء مع (جين) أعطاني بعض الأسماء |
Ninja ile öğle yemeği mi? | Open Subtitles | الغداء مع نينجا ؟ |
Bu gün Christine Grant ile öğle yemeği yemem gerekiyor. | Open Subtitles | من المفترض أن أتناول الغداء مع (كريستين كرانت) اليوم |
Akşamları Leonard ve Raj ile gezintilere çıkıyoruz ve Dr. Nowitzki ile öğle yemeği yedim. | Open Subtitles | (تنزهت مع (ليونارد) و(راج في المساء (تناولت الغداء مع د. (نويتسكي |
Oh, evet, um... Aslında ben... Callie ile öğle yemeği yemeyi düşünüyordum. | Open Subtitles | (كنت آمل أن أتناول الغداء مع (كالي |
Bugün Bobby Walker ile öğle yemeği yedim. | Open Subtitles | تناولت الغداء مع (بوبي والكر) اليوم |
Mary ile öğle yemeği yedim ve ona dün geceden bahsettim, her şeyden değil sadece çıktığımızı söyledim. | Open Subtitles | تناولت الغذاء مع (ماري) وأخبرتها عما حدث الليلة الماضية ليس كل شيء مجرد أننا خرجنا معاً |