| İlgi alanım, bu bilimin diğer hastalıkları ele almak için nasıl irdeleneceği. | TED | اهتمامي الرئيسي هو كيفية تطوير هذا العلم لمعالجة أمراض أخرى. |
| Benim tek ilgi alanım kilisedir. | Open Subtitles | إن اهتمامي ينصبّ على الكنيسة فقط |
| Sonrasında onlarla ne yaptığınız ilgi alanım değil. | Open Subtitles | وما تفعله بهم بعد ذلك ليس من اهتمامي |
| Ama hatırlarsanız asıl ilgi alanım insanların diğer insanları neden umursamadığı değil. | TED | لكن تذكروا أن إهتمامي الرئيسي هو ليس فهم لماذا لا يهتم الناس بالأخرين. |
| Dediğim gibi, asıl ilgi alanım hep balıklar olmuştur. | Open Subtitles | لقد قلت بالسابق أن إهتمامي الأساسي هو بالأسماك |
| Sen ilgi alanım değilsin. Agnes ilgi alanım. | Open Subtitles | (لستِ محل إهتمام بالنسبة لي ، كل ما يهمني هي (آغنيس |
| - Tek ilgi alanım çiçekler. | Open Subtitles | حقاً ؟ اهتمامي الوحيد هو الزهور |
| Benim ilgi alanım tamamen akademik. | Open Subtitles | اهتمامي بها أكاديمي بالطبع. |
| Tek ve gerçek ilgi alanım. | Open Subtitles | الذين هم اهتمامي الوحيد |
| Laboratuvarımda benim ilgi alanım, sağır insanlarda duyu değiştirmek ve bu projeyi laboratuvarımda yüksek lisans öğrencisi Scott Novich'le üstlendik, kendi tezi için projeye öncülük ediyor. | TED | يتركز اهتمامي في تجاربي على البديل الحسي للصم، وقد تبنّيت هذا المشروع مع أحد الطلاب المتخرجين في مختبري (سكوت نوفيتش)، والذي يتخذه موضوعاً لأطروحته. |
| İlgi alanım bu, dostum. | Open Subtitles | وهي محط اهتمامي... |
| -Spor benim ilgi alanım değil. | Open Subtitles | -لم تكن الرياضة اهتمامي أبدًا |
| Benim tek ilgi alanım, Henry. | Open Subtitles | اهتمامي الوحيد الآن هو (هنري). |
| Aslında benim ilgi alanım Higgs 'ten öte. | Open Subtitles | الحقيقة أن إهتمامي يكمن أبعد من جسيمات الهيغز |
| Tam ilgi alanım, Bay Farkus. hem de tam, bayım. | Open Subtitles | ذلك يثير إهتمامي للغاية يا سيد (فاركوس)، بالفعل يا سيدي |
| Benim ilgi alanım tamamen akademik. | Open Subtitles | إهتمامي بها أكاديمي بالطبع. |
| Sen ilgi alanım değilsin. Agnes ilgi alanım. | Open Subtitles | (لستِ محل إهتمام بالنسبة لي ، كل ما يهمني هي (آغنيس |