| Üç ayrı implantasyon oldum. İlk ikisi hiç olmadı. | Open Subtitles | أجريت ثلاث زراعات منفصلة لم ينجح أول اثنين |
| Üç ayrı implantasyon oldum. İlk ikisi hiç olmadı. | Open Subtitles | أجريت ثلاث زراعات منفصلة لم ينجح أول اثنين |
| İlk ikisi başlarına darbe almış ve boğulmuş. | Open Subtitles | كلهم اختطفوا من أسرتهم في منتصف الليل أول اثنين عثر عليهما مشنوقين |
| İlk ikisi standart. | Open Subtitles | حسنا، الأول والثاني هو المعيار |
| İlk ikisi kafatasını çatlatmış. Alet izi kalmamış. | Open Subtitles | أول إثنان كسرت الجمجمة ولا أوصاف للأداة |
| Gördüğüm üçüncü kişiydi. İlk ikisi umutsuz vaka olduğunu düşünüyordu. | Open Subtitles | بل ثالث رجل، أول اثنان ظنا أنك حالة ميؤوس منها |
| Bunlardan ilk ikisi Makrobot ve DeciBot projeleridir. | TED | أول اثنين هما الماكروبوت والديسيبوت. |
| İlk ikisi potasyum iyodür yapar. | Open Subtitles | أول اثنين تجعلها يوديد البوتاسيوم |
| - İlk ikisi, yağmurda başka bir arabaya çarpıp ters dönen motorlu taşıt içindeymiş. | Open Subtitles | ماذا لديك؟ - أول اثنين كانوا قد تدحرجوا - عندما حدث تصادم مع سيارة أخرى في وسط العاصفة المطرية |
| İlk ikisi alınmamış. | Open Subtitles | أول اثنين لم يلتقطا. |
| 1920'lerdeki Dirac ve diğer fizikçiler için, ilk ikisi oldukça tanıdıktı. | Open Subtitles | بالنسبة (لديراك) وغيره من علماء الفيزياء في العشرينات من القرن الماضي، أول اثنين تم التعرف عليهم الى حد ما. |
| İlk ikisi dövüldü. | Open Subtitles | الضرب الأول والثاني. |
| İlk ikisi üzerinde düşünmem gerekecek. | Open Subtitles | أول إثنان سأفكر بهما |
| İlk ikisi eritici madde ama sonuncusu öyle değil. | Open Subtitles | الآن أول اثنان هما محاليل شائعه ولكن ثانى أكسيد التيتانيوم ليس كثيرا |
| Hepsi öyle. İlk ikisi bebeği taşımaya yardımcı. | Open Subtitles | جميعها كذلك، أول اثنان يساعدان على الإحتفاظ بالجنين حتى اكتمال الحمل |