"imkansız bir şey" - Traduction Turc en Arabe

    • شيء مستحيل
        
    • مالم يخطر على
        
    • أمر مستحيل
        
    Çocukken, annemin imkansız bir şey tarafından öldürüldüğüne şahit oldum. Open Subtitles عندما كنت طفلا، ورأيت أمي قتلت من شيء مستحيل.
    Kulağıma çılgınca ve imkansız derecede imkansız bir şey geldi. Open Subtitles لقد سمعت شيء مستحيل بصورة هستيرية ومستحيلة
    Çocukken, annemin imkansız bir şey tarafından öldürüldüğüne şahit oldum. Open Subtitles عندما كنت طفلا، ورأيت أمي قتل من شيء مستحيل.
    İmkansız bir şey! Open Subtitles مالم يخطر على بالة
    Kendini tamir eden araba bilimsel olarak imkânsız bir şey. Open Subtitles علميا أمر مستحيل سيارة تصلح نفسها بنفسها
    Çocukken, annemin imkansız bir şey tarafından öldürüldüğüne şahit oldum. Open Subtitles "عندما كنت صغيراً، رأيت أمي تُقتَل على يد شيء مستحيل"
    Çocukken, annemin imkansız bir şey tarafından öldürüldüğüne şahit oldum. Koş Barry, koş! Open Subtitles عندما كنت صغيراً، رأيت والدتي تقتل بواسطة شيء مستحيل
    Çocukken, annemin imkansız bir şey tarafından öldürüldüğüne şahit oldum. Open Subtitles عندما كنتُ طفلاً، رأيتُ أمي وهي تُقتل من قِبل شيء مستحيل
    Çocukken, annemin imkansız bir şey tarafından öldürüldüğüne şahit oldum. Open Subtitles "عندما كنت صغيراً، رأيت والدتي تُقتل بواسطة شيء مستحيل"
    Çocukken, annemin imkansız bir şey tarafından öldürüldüğüne şahit oldum. Open Subtitles "عندما كنت صغيراً، رأيت والدتي تُقتل بواسطة شيء مستحيل"
    Çocukken, annemin imkansız bir şey tarafından öldürüldüğüne tanık oldum. Open Subtitles "عندما كنت صغيراً، رأيت والدتي تقتل بواسطة شيء مستحيل"
    Çocukken, annemin imkansız bir şey tarafından öldürüldüğüne şahit oldum. Open Subtitles "عندما كنت صغيراً، رأيت والدتي تقتل بواسطة شيء مستحيل"
    Çocukken, annemin imkansız bir şey tarafından öldürüldüğüne şahit oldum. Koş Barry, koş! Open Subtitles "عندما كنت صغيراً، رأيت والدتي تقتل بواسطة شيء مستحيل"
    İmkansız bir şey olsaydı. Notlar aynen geri gelseydi. Open Subtitles أقصد أن كان بأمكانك فعل شيء مستحيل - أن يعودوا كما كانوا -
    Çocukken annemin imkansız bir şey tarafından öldürüldüğüne şahit oldum. Open Subtitles عندما كنت طفلا، ورأيت أمي - قتل على يد شيء مستحيل.
    Çocukken, annemin imkansız bir şey tarafından öldürüldüğüne şahit oldum. Koş Barry, koş! Open Subtitles "عندما كنت صغيراً، رأيت والدتي تُقتل بواسطة شيء مستحيل"
    İmkansız bir şey! Open Subtitles مالم يخطر على باله
    Kendini tamir eden araba bilimsel olarak imkânsız bir şey. Open Subtitles علميا أمر مستحيل سيارة تصلح نفسها بنفسها
    Sebebini bile bilmiyorum, sonuçta cidden imkânsız bir şey. Open Subtitles لا أدري لماذا ، إنه أمر مستحيل ٌ
    Bu arada bu imkânsız bir şey tabii. Open Subtitles وهو أمر مستحيل بالمناسبة

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus