Sağlık kliniği inşa etmek için kaynakları kullandı ve doğumhaneye onun ismi verildi. | TED | انها حشدت الموارد لبناء العيادة الصحية المحلية وجناح الأمومة الذى سُمِّى تكريمًا لها. |
İnşa etmek için o kadar uğraştığımız şeyin bir şekilde yok olduğunu hissediyorum. | Open Subtitles | أشعر أن كل ما فعلناه جاهدين لبناء هذا المكان قد انتهى بطريقة ما |
Çok mühim bir şeyi inşa etmek için ikinize ihtiyacım var. | Open Subtitles | أنا في حاجة إلى اثنين من أنت لبناء شيء مهم جدا. |
Ve bu hastaneyi inşa etmek için yeterli parayı topladılar - 200.000 kişi için yapılan tek hastane. | TED | و لقد جمعوا مالاً كافياً لبناء هذه المستشفى .. أول مستشفى من نوعها لـ200,000 شخص. |
Saat 7:45, inşa etmek için hizmet veren bir binanın kapısını açıyorum, ancak beni sadece yıkıyor. | TED | في الـ 7:45 صباحا, أقوم بفتح أبواب لمبنى أن تهب نفسك لبناء لا يجعلني إلا منهارا |
Bunun gibi standart tek katlı bir devlet konutunu inşa etmek için... ...yeterli düz alana sahip değillerdi. | TED | لم يكن هناك مساحة افقية كافية لبناء المباني القياسية الحكومية ذات الطابق الواحد مثل تلك |
Etkin bir istinat duvarı inşa etmek için bir lastiği nasıl sıyıracaklarını, nasıl düzenleyeceklerini ve nasıl birbirine bağlayacaklarını bulmuşlardır . | TED | لقد اكتشفوا كيف ينزعون أغلفة الإطارات، وكيف يخيطونها و يداخلوها لبناء حائط عازل أكثر فعالية. |
Daha çok betonun icadı gibidir: Önemli, Pantheon'u inşa etmek için kesinlikle gerekli ve dayanıklı, ancak kendi başına tamamıyla yetersiz. | TED | إنها أشبه باختراع للخرسانة مهم، ضروري تماماً لبناء البانثيون، ودائمة، ولكن غير كافية تماما في حد ذاته. |
Onlar sadece çalışmak için eve dönmekle kalmadılar, aynı zamanda Honduras'ın ilk yerli hastanesini inşa etmek için halklarını örgütlediler. | TED | ليس فقط عادوا للعمل في وطنهم، بل نظموا مجتمعاتهم لبناء أول مشفي للسكان الاصليين في الهندوراس. |
Daha iyi bir dünya inşa etmek için mücadele imkânı istiyorlar. | TED | يطالبون بفرصة من أجل القتال لبناء عالم أفضل. |
Fakat olsaydı bile yine de fark etmezdi. Çünkü bir teknoloji inşa etmek için milyonlarca parçacığı tek tek bir araya getiremezdik. | TED | لكن حتى لو كانت لدينا، فلن يهم ذلك، لأنه لا يمكننا تجميع ملايين الجزيئات معاً واحدة فواحدة لبناء التكنولوجيا. |
Karşınızda Murchison Radyo Gözlemevi'nin bir görüntüsü, radyo teleskopları inşa etmek için mükemmel bir yer. | TED | الآن، أعرض عليكم صورة لمرصد مرشيسون اللاسلكي، مكان رائع لبناء التلسكوبات اللاسلكيّة. |
O zaman soru, Kadınların siyasi devrimini inşa etmek için ne gerekli? | TED | اعتقد أن السؤال هو، ما الذي يستلزمه الأمر في الواقع لبناء هذه الثورة السياسية النسائية؟ |
Bu yüzden o ve kocası oraya gittiler ve ortaokuldaki çocukları için modern spor salonunu inşa etmek için tahvil çıkardılar. | TED | لذا، خرجت وزوجها وأصدرا سند مطالبة لبناء صالة رياضية جديدة وحديثة للأطفال في المدرسة الإعدادية. |
Yapay zekâları inşa etmek için neden bu zorlu çalışmayı yapalım? | TED | لماذا كل هذا العمل الشاق لبناء الذكاء الاصطناعي؟ |
Ve biz yardım ediyoruz, onlarla yeni bir bina inşa etmek için çalışıyoruz. | TED | ونحن نساعد، حيث نعمل معهم لبناء بناية جديدة. |
Şehri inşa etmek için ihtiyacımız olacak insanları çekmek için gerekli tüm kuralları belirten bir tüzük ile başlıyoruz. | TED | نبدأ مع الدستور الذي يحدد جميع القوانين المطلوبة لجذب الناس الذين نحتاجهم لبناء المدينة. |
Pek çoğumuzun malumu olduğu üzere, daha iyi bir dünya inşa etmek için önümüzdeki yıllarda yapılacak çok şey var. | TED | هناك الكثير مما يجب فعله خلال الاعوام القليلة القادمة، وهو ما يتضح لكثيرٍ منّا، لبناء عالم افضل. |
Ama o bu konuşmayı yaptığında, daha güçlü bir toplum inşa etmek için ne yapabilirdiniz? | TED | ولكن عندما القى هذا الخطاب ، ماذا يمكن أن تفعله لبناء الدعم الأقوى للمجتمع؟ |
İnşa etmek için yardım ettiğin bu taş duvarlarda, yani evinde hiç mi rahat bulamıyorsun? | Open Subtitles | ولا تجد لك راحة فى بيتك هذه الجدران الصخرية التى ساعدت فى بنائها |
Bu binayı inşa etmek için neden burayı seçtiniz? | Open Subtitles | اخبريني ، لماذا اخترتِ هذا المكان لتبني فيه ؟ |