"inanmak zorundayım" - Traduction Turc en Arabe

    • يجب أن أؤمن
        
    • عليّ أن أؤمن
        
    • على أن أؤمن
        
    • يجب أن أصدق
        
    • علي أن أؤمن
        
    • لا بد لي من أن أصدق ذلك
        
    • أؤمن إنه
        
    • أن أؤمن بأن
        
    Beni duyduğuna inanmak zorundayım. Yoksa neden bana o görüntüleri yollasın ki? Open Subtitles يجب أن أؤمن بأنّه يسمعني، وإلاّ لماذا يُرسل هذه الرؤى؟
    Değerli olduğumuz için hayatın bize böyle bir yol çizdiğine inanmak zorundayım. Open Subtitles يجب أن أؤمن بأن هنالك سبب لما أنا أستحق هذا الطريق الذي وضعته الحياة من أجلنا
    Bir parçamın devam edeceğine inanmak zorundayım. Open Subtitles عليّ أن أؤمن بأن جزء مني يستمر
    Yaşananları telafi etmek için bir umut olduğuna inanmak zorundayım. Open Subtitles عليّ أن أؤمن أن هناك أمل للمغفرة
    Buna inanmak zorundayım ... ..kızım bir yerlerde yaşıyor, o güvende. Open Subtitles على أن أؤمن أنها مازالت على قيد الحياة فى مكان ما
    Eğer bir Tanrı varsa; ki olmasını yürekten istiyorum, çünkü öbür dünyaya gittiğimde benim için ışıkları açık bırakacak birinin olduğuna oraya vardığımda beni karşılayacak birinin olduğuna inanmak zorundayım. Open Subtitles وآمل أنه موجود لأنه يجب أن أصدق أن هناك شخص ما من الجانب الآخر سيبجعل الأنوار مضائة لي إن ذهبت هناك
    O yüzden tüm bunların kozmik bir sebep sonuç ilişkisi olduğuna ya da tamamen tesadüfi olduğuna inanmak zorundayım. Open Subtitles علي أن أؤمن وحسب هذا كله من التأثيرات الكونية أو خطط وفقط ..
    İnanmak zorundayım. Open Subtitles لا بد لي من أن أصدق ذلك.
    Çünkü geri gelebileceğine inanmak zorundayım. Open Subtitles لإني أؤمن إنه قد يعود مرة أخرى
    Onu görmem için, bir daha sarılmam için bir şans daha bulacağıma inanmak zorundayım. Open Subtitles على أن أؤمن بأن هناك فرصة كى أراها مره اخري
    Şuna inanmak zorundayım, bunu bilseydin kalbinde gerçekten gerçekten bilseydin şu anda birisiyle evlenmek üzere olmazdın benden başka biriyle yani. Open Subtitles يجب أن أؤمن أنك إذا عرفت... ..عرفت جيداً أنه لا يوجد فى قلبك... أنك لا تستعد للزواج من أى فتاة.
    Sanırım her işte bir hayır olduğuna inanmak zorundayım. Open Subtitles أظنني يجب أن أؤمن أن كل شيء يحدث لسبب.
    İyi olacağına inanmak zorundayım. Open Subtitles يجب أن أؤمن بهذا
    Buna inanmak zorundayım. Open Subtitles يجب أن أؤمن بذلك
    - Nolan... - Bak, buna inanmak zorundayım. Open Subtitles ...(نولان) - عليّ أن أؤمن بهذا -
    Bir yerlerde kızımın hala hayatta olduğuna güvende olduğuna inanmak zorundayım. Open Subtitles على أن أؤمن أنها مازالت على قيد الحياة في مكان ما وأنها في أمان
    Ben sadece onun iyi olduğuna inanmak zorundayım. Open Subtitles 39,851 يجب أن أصدق انه بخير أتعرفى ؟
    Buna inanmak zorundayım. Open Subtitles يجب أن أصدق ذلك.
    Yaptığım şeyle Ömer, gideceğimiz zaman geldiğinde... bir yerlere... güzel bir yere... daha iyi bir yere inanmak zorundayım. Open Subtitles بكل ما أفعله يا (عُمر) علي أن أؤمن أنه عندما تأتي ساعتنا .نذهبإلى. .
    İnanmak zorundayım. İnanmalıyım. Open Subtitles لا بد لي من أن أصدق ذلك.
    Çünkü geri gelebileceğine inanmak zorundayım. Open Subtitles لإني أؤمن إنه قد يعود مرة أخرى

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus