Peki bunu senin yaptığına neden inanmalıyım? | Open Subtitles | يُفترض أن أصدّق قيامكَ بهذا انطلاقاً مِن أيّ دافع؟ |
Neye inanmalıyım şu an? Bu hikayeye mi? - Yalvarmıştı bana. | Open Subtitles | إذن، أيّ القصّتيْن يجب أن أصدّق الآن، هذه القصّة؟ |
Onda iyilik görüyorsan sana inanmalıyım, çünkü yakın zamanda ummadık yerlerde iyilik gördüm. | Open Subtitles | و إذا ترى شيىء جيداً فيها يجب علي تصديقك لأنني رأيت الخير في ناس لا يعقل أنه يفعلونه مؤخراً |
Bana yalan söylediğin hâlde sana neden inanmalıyım? | Open Subtitles | لم يجدر بي تصديقك بينما كنت تكذب علي؟ |
Hareketlerimin her zaman bir anlamı olduğuna inanmalıyım. | Open Subtitles | يجب أن أؤمن بأن تصرفاتي ما زالت تحمل معنى |
bir şansı olduğuna inanmalıyım ... Onu tekrar göreceğim | Open Subtitles | على أن أؤمن بأن هناك فرصة كى أراها مره اخري |
Ne diyorsun? Bir hiçe mi inanmalıyım? Her şeyin anlamsız olduğuna? | Open Subtitles | اتعني انه لا ينبغي لي ان اؤمن بشيء، وأن كل شيء بدون معنى؟ |
Pekâlâ, bu ayı hikâyesine inanmalıyım sanırım, öyle mi? | Open Subtitles | حسنا، عليّ أن أصدّق أنّكِ كنتِ تطلقين النار على الدببة؟ -عليك أن تقومي بأفضل من هذا . |
Ne yani Oliver, sırf Felicity seni terk etti diye bütün adamların karanlıktan kurtulamayacağına mı inanmalıyım? | Open Subtitles | -ماذا إذًا يا (أوليفر)؟ لكون (فليستي) غادرتك يفترض أن أصدّق أن كلّ الرجال يعجزون عن الافتداء؟ |
Gözlerimi kapattığımda dünyanın hala orada olduğuna inanmalıyım. | Open Subtitles | يجب أن أؤمن بأني حينما أغمض عيني العالم لا يزال موجوداً |
Ve şimdi buna inanmalıyım çünkü yıkılıyorum. | Open Subtitles | على أن أؤمن بهذا ، لأنه يحدث |
Kaçmak için şansı vardı,ama arkasına baktı ki bunu yapmamalıyız bu yüzden anıları da biblolara ya da sembollere ev hediyelerine inanmalıyım ama baba, sana bunu arkana bakmamanı hatırlatsın diye getirdim. | Open Subtitles | لقد كان يملك فرصة للهروب لكنه نظر للخلف وذلك شيء لا يجب ان نقوم بفعله ولهذا لا يجب ان اؤمن بالهدايا التذكارية او الحلية |