"inanmaya başladım" - Traduction Turc en Arabe

• بدأت أصدق
• بدأت أعتقد
• بدأت التصديق
• بدأت أؤمن
• بدأت الاحظ
• بَدأتُ بالإعتِقاد

Ama seninle tanıştıktan sonra, kahramanların gerçekten var olduklarına inanmaya başladım.
لكن بعد الإلتقاء بك بدأت أصدق أن الأبطال موجودون حقا

Gerçek bir kalbe sahip olduğunuza inanmaya başladım.
بدأت أصدق أن قلبك نقي

Buralarda tesadüf diye bir şeyin olmadığına inanmaya başladım.
بدأت أعتقد أنّه لا يوجد شيءٌ يُدعى صُدفةٌ هُنا.

Evet düşündüğümden daha fazlası olduğuna inanmaya başladım.
أجل, بدأت أعتقد أن ربما كان هناك شيئ أكثر مما ظننت

Ben bile bildiğin ve söylemediğin bir şeyler olduğuna inanmaya başladım.
حسنا، حتى أنا بدأت التصديق أنك تعلم شيئا لا تريد قوله

Artık bundan hiçbir zaman kurtulamayacağıma inanmaya başladım.
بدأت أؤمن بأنني لن أتعافى مٌطلقاً لا من الحادث ولا من أعراض الإقلاع.

Sandy, gerçekleşeceğine ben bile inanmaya başladım.
"نخب "توم" , كما تعلم "ساندى بدأت الاحظ ذلك بنفسى

Artık inanmaya başladım.
لكن الآن بَدأتُ بالإعتِقاد

Caitlin'in söylediklerinin doğru olabileceğine inanmaya başladım.
بدأت أصدق أن ما تقوله (كيتلين) قد يكون حقيقي

İşte o zaman inanmaya başladım.
هنا بدأت أصدق

Dünyayı yavaş yavaş daha kullanışlı hale getirmek için bir şeylere ısrarlı bir şekilde sarılmak gerektiğine inanmaya başladım.
بدأت أعتقد أن الدافع وراء ... الأهتمام بشيء ما ... يكمن في أن هذا الشيء يختزل العالم في ... في حيز محسوس

- Aynen. Senden etkilenme sebebimin yüzünün simetrisi olduğuna inanmaya başladım ki bu da mağara adamlarından gelen körelmiş bir davranış.
نفس الشيء، بدأت أعتقد أن إنجذابي نحوكِ مبني على تناسق وجهكِ...

Hiçbir şey olduğuma inanmaya başladım.
بدأت أعتقد أنني لا شيء.

Bu adamın mucizeler yaratabileceğine inanmaya başladım.
(فريدي) ، بدأت التصديق أن بإمكان هذا الرجل صنع المعجزات

Dibe battığımda beni yönlendiren ve iş bulan Güneyli Vaftiz Sarah ile tanıştıktan sonra kendime inanmaya başladım.
إلى أن قابلت الآنسة سارة، المعمدانية الجنوبية التي آوتني ووفرت لي عملاً، حينها بدأت أؤمن بنفسي.