Adam öldürülmeden önce incirler midesinde en fazla 1 saat durabilirdi. | Open Subtitles | بقي التين في معدته لما لا يزيد عن ساعة حين قُتل |
Uluyan maymunlar gibi yaprak yiyen türler için bile, olgun incirler kaçırılmayacak bir ziyafettir. | Open Subtitles | حتى لأكلةِ الورقةِ، مثل القرودِ النابحه إن حبات التين الناضجة الساقطة لا تعوض |
Yemek demişken, pastırmalı incirler nerede? | Open Subtitles | وبالحديث عن ذلك أين التين الملفوف بالحمد المُقدد ؟ |
Ve ben orada, karar veremeden otururken incirler buruşup kararmaya başlıyor ve birer birer ayaklarımın dibine düşüyorlardı." | Open Subtitles | و جلست هناك غير قادرا على الاختيار التين بدأ في التجعد و اصبح اسود واحدة واحدى |
Özellikle bu eğreltiotları incirler ve orkideler yalnızca başka ağaçların dallarında yaşar. | Open Subtitles | هذه السرخسيات تحديداً التين وزهرة الأوركيد لا ينمو الا على فروع اشجار آخرى |
Bu incirler bile onları uzun süre tok tutmaya yetmeyecek. | Open Subtitles | حتى ذلك التين لن يسد جوعهم لوقتٍ طويل |
Şimdi bakalım incirler olması gerektiği gibi mi? | Open Subtitles | -و الان دعنى ارى التين كما يجب ان يكون |
İncirler ormanda hayata bağlar. | Open Subtitles | التين هو حب النجاة في الغابة |
İncirler nerede? | Open Subtitles | أين التين ؟ |