Ve bu mağaradan gelen bir inilti duyduk, ve bu iniltinin kötü bir şey olabileceğini düşündük. | Open Subtitles | لكننا سمعنا أنين يأتي من داخل هذا الكهف و قلقنا أن يكون أنين ألم |
Tabuttan inilti gelecekti. | Open Subtitles | يجب أن يكون لدينا أنين من التابوت |
Filmlerin içinde ruh olmalı ama şimdi sadece inilti sesi var. | Open Subtitles | ينبغي أن يكون هناك روحٌ في الأفلام. لكن كل شئٍ الآن عن الأنين. |
Garip bir inilti çıkarıyordu. | Open Subtitles | لقد كانت ، كانت تصدر ذلك الأنين الغريب |
Ve sonra bir ses duydum inilti gibi ve "Bu sesi kim çıkarıyor?" diye düşündüm. | Open Subtitles | وسمعت ذلك الصوت كـ الأنين واعتقدت "من اصدر هذا الصوت ؟" |
- İnilti nerede? | Open Subtitles | أين صوت الأنين ؟ |