Filistinliler, İranlılar ve bu işten kendine pay çıkartmaya çalışacak radikal gruplarda cabası. | Open Subtitles | الفلسطينيون، الإيرانيون وكُلّ أعزب الجماعة الثورية التي ذاهِبة إلى تراصفْ للنَيْل الفضل فيه. |
İranlılar 100 verecek. | Open Subtitles | الإيرانيون مستعدون لدفع 100 مليون من أجله |
İranlılar onu kullansa bile kendi savunma sistemlerini hedef alacaklar. | Open Subtitles | إذا حاول الإيرانيون إستعماله فسيستهدفون نظام دفاعهم الخاص إنها ميزة إستراتيجية جيدة |
Bu arada, garajımda urania üretiyorum, böylece nükleer programım İranlılar kadar gelişmiş. | TED | وبالمناسبة، أصنع كعكاً أصفر في مرآبي، لذا فبرنامجي النووي متقدم بقدر برنامج الإيرانيين. |
O İranlılar'ın terörist olduğunu ikimiz de biliyoruz. | Open Subtitles | كلانا نعلم أن هؤلاء الإيرانيين كانوا إرهابيين |
İranlılar alınmasın diye. | Open Subtitles | أعتقد أنه يخشى أن هذا سوف يؤذي الايرانيين |
Hayır, İranlılar gücü ellerinde tutmak istiyorlarsa, bana ödeme yapmak zorundalar. | Open Subtitles | كلا ، إذا كان الإيرانيون يريدون إمتلاك القوّة فعليهم أن يدفعوا لي |
Bir başka deyişle İranlılar bir şekilde tasarımımızı ele geçirmiş. | Open Subtitles | بمعنى آخر بطريقة ما .. الإيرانيون أوقعوا تصميمنا |
Doğal olarak tüm İranlılar birbirlerini kardeş gibi görür. | Open Subtitles | وطبيعياً، كُلّ الإيرانيون يَعْرفونَ بعضهم البعض مثل الإخوةِ. |
Birileri, İranlılar bu işten sorumluymuş gibi mi gösterdi? | Open Subtitles | احدهم أراد ان يبدو وكان الإيرانيون هم المسؤولون |
Belki sonunda İranlılar kendini toparlamışlardır. | Open Subtitles | ربما الإيرانيون أخيرًا وصلوا لهذا المستوى |
İranlılar, muhtemelen dosyaları takip ettiler Hassan'ı bulup onu öldürdüler ve şimdi senin peşindeler. | Open Subtitles | الإيرانيون على الأرجح قاموا بتعقب الملفات عثروا على حسان وقتلوه و الآن يسعون خلفك |
İranlılar, Amir'in sırları sattığını öğrendiler bu yüzden herkesi öldürmen için seni mi tuttular? | Open Subtitles | الإيرانيون اكتشفوا أن أمير كان يبع أسرارهم لذا فقد استأجروكِ لقتل الجميع؟ |
Böylelikle İngiliz Müzesi ve Tahran Ulusal Müzesi işbirliği yapıyor ve İranlılar sadece bir tek şey ödünç istiyor. | TED | وبالتالي حين قام المتحف البريطاني ومتحف طهران الوطني بالتعاون والعمل معا، كما كنا نفعل، طلب الإيرانيون أمرا واحدا فقط كقرض. |
İranlılar, Tahran havalimanında merkez terminalinden uzak, özel bir pist inşa ettiler, böylece hiç kimse, çok sayıda İsrail uçağının Tel Aviv ve Tahran arasında mekik dokuduğunu fark edemezdi. | TED | لقد بني الإيرانيون مدرّجا خاصا في مطار طهران بعيدا عن مركز محطة الطيران، حتّى لا يلاحظ أحد الأعداد الكبيرة من الطائرات الإسرائيلية المسافرة بين تل أبيب و طهران. |
O İranlılar'ın terörist olduğunu ikimiz de biliyoruz. | Open Subtitles | كلانا نعلم أن هؤلاء الإيرانيين كانوا إرهابيين |
Şansımıza İranlılar kaçakların kim olduklarını bilmiyor. | Open Subtitles | لحسن الحظن لا نظن ان الإيرانيين على علم بهروب هؤلاء الستة |
İranlılar'ın kaçan 6 kişiden haberdar olduklarını düşünmüyoruz. | Open Subtitles | لا نظن ان الإيرانيين على علم بهروب هؤلاء الستة |
İranlılar ile savaşırken, o bizim OÇ'mizdi. | Open Subtitles | لن طالما انه يقاتل الايرانيين فهو ابن عاهرتنا |
Suudiler müttefikimiz İranlılar da öyle. | Open Subtitles | "السعوديّون" هم حلفاء لنا, و "الايرانيّون" أيضا. |
İranlılar, kötü mesaj göndermede beceriklidirler. | Open Subtitles | الفارسيين قادرين على إرسال الكثير من الرسائل السيئة ماذا تعني بالرسائل السيئة؟ |