Bu da burada yolu kapatan bir kamyon olmadığını ispatlıyor. | Open Subtitles | أتعلم ؟ هذا يثبت بأنه مستحيل أن يكون هناك شاحنة |
Yine de, bu, teorimin doğruluğunu ispatlıyor. | Open Subtitles | و مع ذلك .. فإن هذا يثبت .أن نظريتي صحيحه |
Amigo... bu senin doğru olduğunu ispatlıyor. | Open Subtitles | يا صاح ترجمة وتنفيذ التنين هذا الجواب الصحيح الوحيد الذي يثبت حسن نواياك |
Hep söylediğim gibi, Scarza'nın ölümüyle ilgim olmadığını ispatlıyor. | Open Subtitles | هذا يثبت ما قلته دائماً لم يكن لدي علاقة بمقتل سكارزا |
İnsanlar ne yaptığınızı satın almazlar; yapma nedenin için satın alırlar. Ve basitçe yaptığınız neye inandığınızı ispatlıyor. | TED | الناس لا تشتري ما تقوم به، بل تشتري لماذا تقوم بما تقوم به وماتقوم به يؤكد ببساطة ماتؤمن به. |
- O, bize bunun yanlış olduğunu ispatlıyor. | Open Subtitles | ـ قلتأن المدارسفيأمان ـ وهو يثبت أننا مخطئون |
Amigo bu doğru söylediğini ispatlıyor. | Open Subtitles | يا صاح هذا الجواب الصحيح الوحيد الذي يثبت حسن نواياك |
Bu kimyasal silahın bilgim veya rızam olmadan kullanıldığını Uluslararası Ceza Mahkemesine ve tüm dünyaya ispatlıyor. | Open Subtitles | يثبت للمحكمة الجنائية والعالم برمته أن الأسلحة الكيماوية محل الاستجواب أطلقت دون علم مني أو موافقتي |
Ama bu, bir yerlere vardığını ispatlıyor. | Open Subtitles | لكن هذا يثبت أنه سيحصل على عمل بمكانِ ما |
Rom ve kola. Bu neyi ispatlıyor ki? | Open Subtitles | مشروب الرم و الكولا ماذا يثبت هذا؟ |
Bu da Ross'la sevişmekten iyi bir şey çıkmayacağını ispatlıyor. | Open Subtitles | - نعم، لا تمزح. كل الحق، وهذا يثبت فقط لا جيد يمكن أن تأتي من ممارسة الجنس مع روس! |
O sadece seks yaptıklarını ispatlıyor. | Open Subtitles | هذا يثبت فقط أنهم قاموا بالجنس |
Matematikçilerin, var oldukları zamandan beri ispatlamaya çalıştıkları, asal sayılarla ilgili bir matematik teoremini ispatlıyor. | Open Subtitles | - يبدو أنه يثبت نظرية رياضية خاصة بالأرقام الأولية شيء يحاول علماء الرياضة إثباته منذ بدء الخليقة |
Matematikçilerin, var oldukları zamandan beri ispatlamaya çalıştıkları, asal sayılarla ilgili bir matematik teoremini ispatlıyor. | Open Subtitles | - يبدو أنه يثبت نظرية رياضية خاصة بالأرقام الأولية شيء يحاول علماء الرياضة إثباته منذ بدء الخليقة |
Pekala, hafızam kötü ne olacak? Bu neyi ispatlıyor? | Open Subtitles | حسناً، لدى ذاكرة ضعيفة ماذا يثبت هذا ؟ |
Aynı zamanda senin hikayenin tutarlı olduğunu ispatlıyor. | Open Subtitles | في هذه الأثناء هذا يثبت صحة روايتك |
DNA'sının Eleanor'un bluzunda olması kızın etrafında ya da üstünde olduğunu ispatlıyor. | Open Subtitles | حمضه النووي الموجود على قميص (إلينور) يثبت قربه أو وجوده على جسدها |
Görüyorsun ya, ona "shuriken" demen gerçeği de benim saçma dediğim teoriyi ispatlıyor. Yani... | Open Subtitles | أترى، واقع أنك دعوته "سيف نجمي" يثبت نظرية الحماقة |
İnsanoğluna olan güvensizliğimi ispatlıyor. | Open Subtitles | هذا يؤكد لى نظرة الاحتقار إلى الطبيعة البشرية |
Bu da bize, onun bir kopyacı katil tarafından öldürüldüğünü ispatlıyor. | Open Subtitles | هذا يؤكد شكوكنا بأنه كان يقوم بأفعاله كقاتل مقلّد |
Collins'in suç mahallinde olduğunu ispatlıyor. | Open Subtitles | وهذا يؤكد من وجود كولينز في موقع الجريمة |