Sadece bir sonraki istasyona kadar sizi rahatsız edecek. | Open Subtitles | نعتذر عن المضايقة فقط لحين الوصول إلى المحطة القادمة |
Sorun değil, Lordum. Önemli olan onun evine sağ salim dönmesi. İstasyona kadar yürüyebilirdim. | Open Subtitles | لا عليك يا سيدي.المهم أنها عادت إلى المنزل بكامل عافيتها يمكنني المشي إلى المحطة مثلما مشيت إلى هنا |
O akşam, neredeyse ta istasyona kadar koşmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | في ذلك المساء اضطررت للعَدو إلى المحطة |
Anlaşmıştık, sizi istasyona kadar götürecektim. | Open Subtitles | لقد وافقنا أنني سوف آخذكِ إلى محطة القطار. |
Size yaşattığım acılar için hepinizden af diliyorum ve bana ve Dave'in evlilik danışmanına şükürler olsun ki tekrar evlilik trenine binmeyi başardık ve son istasyona kadar gitmeyi düşünüyoruz. | Open Subtitles | تمكنت من مسامحتكم جميعاً بسبب الألم الذي سببتموه لي وأنه وبفضل مستشار الزواج تمكنت أنا وديف من العودة إلى قطار الزواج |
Albay Hastings beni istasyona kadar götürme nezaketinde bulunuyor. | Open Subtitles | كان من لطف الكابتن "هستنغز" أن يوصلني إلى المحطة |
İstasyona kadar birlikte yürüdük. | Open Subtitles | مشينا إلى المحطة سوياً |
Beni istasyona kadar götür, ama artık benden bahsetmeyelim. | Open Subtitles | يالك من غبى ... خذنى إلى المحطة |
En azından istasyona kadar benimle gel. | Open Subtitles | على الأقل تعال إلى المحطة معي |
Bir memur seninle istasyona kadar gelecek. | Open Subtitles | شرطي سيذهب معك إلى المحطة |
İstasyona kadar arabayla gidiyorum. | Open Subtitles | أقود إلى المحطة |
Karanlık odayı toparlayıp seninle istasyona kadar yürüyeceğim. Tamam. | Open Subtitles | إذن سأذهب معك إلى المحطة |
Seninle istasyona kadar yürüyeyim. | Open Subtitles | سأوصلك إلى المحطة |
İstasyona kadar demek istedim. | Open Subtitles | تتمكن من العودة إلى المحطة |
Hey dostum, Isabel'i istasyona kadar bırakıp geliyorum. | Open Subtitles | إسمعني يا صديقي، سأذهب لتوصيلها إلى قطار الأنفاق وبسرعة |