Giyinecek kadar güçIü. İstediği her şeyi elde edebilecek kadar güçIü. | Open Subtitles | قوية كفاية لتلبس , قوية كفاية لتحصل على كل ما تريد |
O aşağılık benim yanımda diye bizimle istediği her şeyi yapabildi. | Open Subtitles | ذلك اللقيط إلتصق بجانبي حتى يستطيع فعل كل ما يريده بنا |
Yemin billah ettim, hayatımı değiştirdim ve istediği her şeyi yaparım. | Open Subtitles | العثور على طريقي كنت متقلبة وغيرت طرقي وفعلت كل ما يريد |
Gerçekten hayatta istediği her şeyi yaptı. | Open Subtitles | لقد فعلت حقا كل ما أرادته في الحياة |
İstediği her şeyi verdik. ama yine de adam olmadı. | Open Subtitles | أعطيناها كل ما تريده ولا تزال عديمة الفائدة |
Neden bize ailesinin ders aldırdığı ve istediği her şeyi verdiği Bayan Kendini Beğenmiş'in yaptıklarını gösteriyorsun? | Open Subtitles | لمذا ترينا ما هي قادرة عليه عندما يكون لديها أهل يعطيونها أي شيء تريده ؟ |
Sanırım istediği her şeyi mahvetmekti. | Open Subtitles | هذا كل ما أراده كما أعتقد أن يضاجعني ققط |
Her yere gittin, herkesle tanıştın o çalkantılı yüreğinin istediği her şeyi yaptın. | Open Subtitles | ذهبتِ إلى كل مكان، قابلتِ الجميع... فعلتِ كل ما يرغب فيه قلبكِ الهائجِ. |
Size, SPK'nın işbirliği yapmamız için bizden istediği her şeyi yaptığımızı söyleyecektir. | Open Subtitles | سوف يخبرك بأننا قمنا بكل ما طلبته المنظمة على صعيد التعاون |
Ona istediği her şeyi verdim. | Open Subtitles | ثم ألقيتها مثل كيس قمامة أعطيتها كل ما تريد |
Ona istediği her şeyi verin. Stop. | Open Subtitles | اعطيها كل ما تريد. |
Bir dahi olduğunu sanıyor. Şanslı bir korsan. 30 yaşından beri istediği her şeyi elde etmiş. | Open Subtitles | إنه يخال نفسه عبقرياً، إنه قرصان حالفه الحظ إنه يحصل على كل ما يريده مذ كان بالـ 30 من عمره |
Adam zaten canının istediği her şeyi yapıyor. | Open Subtitles | يفعل الرجل كل ما يريده |
Bir adamın, onun için önemli olan her şeyi, bir ömürden biriktirip saklamak istediği her şeyi böyle küçük bir kutuya sığdırabilmesi ne tuhaf. | Open Subtitles | كل ما يريد الاحتفاظ به طيلة حياته، ويستطيع أن يضعه في صندوق صغير كهذا. |
Bu her kim ise, istediği her şeyi oluşturup ve sonra da temizleyebiliyor.. | Open Subtitles | أياً من يكون ذلك الرجل فإن بإمكانه إفتعال ومسح كل ما يريد |
İstediği her şeyi elde etti. | Open Subtitles | لقد حصلت على كل ما أرادته |
DYAD'in istediği her şeyi. | Open Subtitles | كل ما أرادته "دياد". |
Mutlaka onu kaybetmeyeceğim, ve istediği her şeyi yapacağım işte yemin ettiğim şey bu. | Open Subtitles | بالتأكيد لن أخسرها و سأفعل كل ما تريده هذا ما نذرت به نفسي |
Bu arada, Susan istediği her şeyi alıyor. | Open Subtitles | في هذه الاثناء سوزان تحصل على كل ما تريده |
İstediği her şeyi elde edebileceğini biliyordu. | Open Subtitles | لقد كانت تعلم انها ستحصل على أي شيء تريده |
Yani beni yanlış anlama, tüm o sevgisi, taşakları ve horozuyla çok iyi bir çocuktu ama o çocuk bir rock yıldızına dönüştü ve o rock yıldızı istediği her şeyi fazlasıyla aldı. | Open Subtitles | أقصد, لا تسئ فهمي لقد كان فتىً طيباً حقاً, مليء بالمشاعر و الرجولة و الروعة ثم تحول ذلك الفتى إلى نجم روك, ونجم الروك نال كل ما أراده و أكثر |
İnsanların güvende tutmak istediği her şeyi saklıyorlar. | Open Subtitles | يحفظون كل ما يرغب الناس في الحفاظ عليه |
Burada yazdığına göre Dikişli Sally gerçek bir hayaletmiş ve Julia onun istediği her şeyi yapmış. | Open Subtitles | و(جوليا) قامت بكل ما طلبته منها |
Ve istediği her şeyi benden aldı. | Open Subtitles | وكلّ شيء أردته أن أكون أخذته منّي |
En son genel merkezde kavga çıkartmıştı, istediği her şeyi yapamaz. | Open Subtitles | قبض عليه اخر مره فى مشاجره لا يمكنه أن يفعل ما يحلو له |
Yaptığın o anlaşma babama istediği her şeyi veriyor. | Open Subtitles | تلك الصفقة التي قمت بها كانت كل شيء أراده أبي ألا ترى ذلك؟ |
Söz veriyorum, o istediği her şeyi bulabilir. | Open Subtitles | أعدك يستطيع أن يكتشف كل مايريد |
Ona istediği her şeyi verdim, ama işe yaramadı. | Open Subtitles | لقد أعطيتها كل ما تتمناه لكن لا يبدو أن هذا يشكل فارقاً |
Çünkü yalnızca bu şekilde istediği her şeyi elde edebilir, yani seni. | Open Subtitles | لأنّها الطريقة الوحيدة لتحصل على كلّ ما تريد... لتحصل عليك. |