Yani Octavius Antony'yi kral olmak istediği için yok etti sonra da kendisi mi kral oldu? | TED | إذن قام أوكتافيوس بتدمير أنطونيو لأنه أراد أن يصبح ملكاً ثم أصبح ملكًا؟ |
Bir şeyleri değiştirmek istediği için öldürüldüğüne inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أصدق أنهم قتلوه لأنه أراد أن يغيير الأشياء |
İntikam almak istediği için bu askere bu suçlamaları yapmasını emretmiş. | Open Subtitles | لقد أمر هذا الجندي لصنع هذه الادعاءات لأنه يريد الانتقام مني |
Öğle yemeği istediği için mi kıçından şiş çıkarttığını düşünüyorsun? | Open Subtitles | هل تظنه أخرج شفرة من مؤخرته لأنه يريد غدائاَ ؟ |
- Burada olmak istediği için burada. - Neyle uğraştığını bilmiyorsun. | Open Subtitles | انا هنا لأنها تريد ذلك انت لا تعلم مع ماذا تتعامل |
O, bir ilişki kurmak istediği için seks yapmıyordu ve ben benim akıl uçurtan seksimin ilişkiye dönmesini umuyordum. | Open Subtitles | لم تمارس الجنس لأنها أرادت علاقة حقيقية و أنا كنت أود مضاجعة رهيبة كي أحولها إلى علاقة |
Kabul ettin, değil mi? Sheeta istediği için kabul ettim. | Open Subtitles | لقد تركت شيتا لأنها طلبت مني ذلك |
En iyi öğrencisini göstermek istediği için Müdür Skinner'ı suçlayamazsınız. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تلوم المدير سكينر لأنه أراد أن يظهر أفضل طالبة لديه |
Psikopat sempatizanı kesildiğimden değil ama herkesi birlikte tutmak istediği için Brendan'ı suçlayamıyorum. | Open Subtitles | لا أريد أن أتعاطف مع المجانين لكن لا يمكنني لوم براندن لأنه أراد أن يبقي الجميع معاً |
Çünkü iki hafta önce o da canı biraz kumar oynamak istediği için gelmişti. | Open Subtitles | لأنه منذ أسبوعين أتى أيضاً لأنه أراد المقامرة |
Arkadaş olmak istediği için bir adam bir kızı 500 mil öteye eyelet sınırına kadar arabayla getirmez. | Open Subtitles | لا يوصل الرجل فتاة مسافة 500 ميل عبر حدود الولاية لأنه يريد أن يصادقها فقط |
Arkadaş olmak istediği için bir adam bir kızı 500 mil öteye eyelet sınırına kadar arabayla getirmez. | Open Subtitles | لا يوصل الرجل فتاة مسافة 500 ميل عبر حدود الولاية لأنه يريد أن يصادقها فقط |
Bu ruhsuz şerefsiz az önce bana Final Maçı'nı izlemek istediği için Mark'ın cenazesine gelmek istemediğini söyledi. | Open Subtitles | هذا الوغد عديم الأحساس أخبرني للتو أنه لا يستطيع القدوم للجنازة لأنه يريد مشاهدة المباراة النهائية |
Bunun kutlama nedeni olduğunu pek sanmıyorum Niles. Seni bir şey istediği için mi aramış. | Open Subtitles | حسنا يا نايلز لا أعتقد إن هذا سبب للإحتفال لقد إتصلت بك ققط لأنها تريد شيئاً |
Bu yangınları istediği için çıkartmıyor, zorunda olduğu için çıkartıyor. | Open Subtitles | إنها لن تُشعل هذه الحرائق لأنها تريد ذلك بل لأنها مُرغمة على ذلك ما الذي تحاول قوله ؟ |
Onu, benimle ilişkisini kesmek istediği için zehirlediğimi mi düşünüyorsunuz? | Open Subtitles | لذا كنت أعتقد أنني سممت لها لأنها أرادت الخروج؟ المضي قدما، وإثبات ذلك. |
O istediği için ihbar ettim. | Open Subtitles | أبلغت عنها لأنها طلبت مني ذلك |
Mecbur olduğu için değil, gerçekten istediği için benimle beraber olup olmayacağını görmek istedim. | Open Subtitles | أردتُ أن أعرف إن كان يريد ملازمتي لأنّه يريد ذلك وليس لأنّه يتوجّب عليه ذلك |
Kız kardeşin seninle alay etmek istediği için yaptı bunu. | Open Subtitles | أختك الصغرى فعلت ذلك لأنّها تريد السخرية منك |
Size söyleyebileceğim tek şey şu: Curtis'i işe almak istediği için benim işime son verdi. | Open Subtitles | استطيع ان أظن انه فصلنى فقط لأنه اراد ان يوظف كيرتس |
Vivian, Kieran'a yardım etmemizi istediği için bizi burada tutsak etmiş olabilir ve belki Kieran serbest kalınca o da bizi bırakır. | Open Subtitles | ربما "فيفيان" حاصرتنا هنا لانها ارادت ان نساعد "كارين". وربما، بمجرد تحرير "كارين" ستحررنا نحن ايضاً. |
Kimse istediği için yalnız değildir. | Open Subtitles | ليس هناك رجل يرحل وحده من إختياره |
Hadi ben istediğim için yürüyelim, o istediği için değil. | Open Subtitles | -أريد أن أمشي لإنني أريد أن أمشي وليس لإنه يريد أن يمشي |
Onun burada kalmasını senin istediğinden mi yoksa Foreman kalmasını istediği için mi istiyorsun? | Open Subtitles | تريدها أن تبقى لأنّكَ تريد عودتها أم لأنّ (فورمان) يريد ذلك؟ -ولمَ قد أحفل بما يريده (فورمان)؟ |