Artık bir medyum çağırmanın vakti gelmişti, istekli bir ruh, Binder'in özlediği ve sevdiği merhumlarıyla iletişime geçmesini sağlayabilirdi. | Open Subtitles | لتر وكان الوقت الآن ل جلب المتوسطة , روح على استعداد تسمح بيندر للتواصل مع الشعب الذي غاب وأحب. |
Peki, o bir posta odasında, bir resepsiyon alanı, bir çağrı merkezinde sıradışı saatlerde çalışmaya istekli olabilir. | TED | قد تكون مستعدة للعمل خلال ساعات غريبة في مركز الاتصال، في فضاء الاستقبال، في مكتب البريد. |
Gelecekteki hali, benim söyleyemediğimi söylemeye oldukça istekli olacak biri. | Open Subtitles | نفسها المستقبلي، شخص ما الذي سَيَكُونُ جميعاً راغب جداً لإخْبارها ما أنا لا أَستطيعُ. |
Tamam, Chugs ı biliyorsun. Biraz yönlendirme ile yardım etmeye istekli biridir. | Open Subtitles | أنت تعرفينه إنه لديه دائما رغبة شديدة وتوجهات نحو مساعدة الطالبات الجدد |
Pentagon ambarda bulduğunuz naquadria ile çalışmalara yeniden başlanması konusunda istekli. | Open Subtitles | البنتاجون متحمس لإستكمال البحث على النكوادريا التي وجدتموها في المستودع |
Belki şimdi anladın. Seni burada yalnız bırakmak konusunda, Neden istekli değilim. | Open Subtitles | لربما، تتفهم أنا لم أنا . لست متحمسة على تركك هنا لوحدك |
Öncelikle, uzmanların görevini üzerimize almaya hazır ve istekli olmalı, ve onları modern havariler gibi görme fikrinden vazgeçmeliyiz. | TED | أولا، يجب أن نكون مستعدين و راغبين أن نتحدى الخبراء و أن نستغنى عن فكرة أنهم رسل العصر الحديث. |
Karanlıktaki bir kişi yaygın olmasa da doğruları söylemeye istekli güvenli olmasa bile doğruları söylemeye hevesli ve bu yüzden çarmıha gerilen. | Open Subtitles | رجل واحد وحده في الظلام، و مستعد للحديث بصراحة عندما ليست شعبية، شخص واحد على استعداد لقول الحقيقة عندما لا يكون آمنا، |
Bu geri dönüp, duruşmaya çıkmaya istekli olduğun anlamına mı geliyor? | Open Subtitles | هل هذا يعني أنك على استعداد لاتخاذ الداخل والمثول أمام المحكمة؟ |
İkincisi bu partner, yemek derdi olmasa da çalışmaya istekli. | TED | الثاني هو الشريك الذي هو على استعداد للعمل على الرغم من أنه ليس مهتما بالطعام. |
- Lt hala riskli. - Ama onu almak için ben istekli bir risktir. | Open Subtitles | مازلت مجازفة لكنها مجازفة أنا مستعدة لآخذها |
Konuşan Fransız, ülke nefret ediyor, kamu şerit istekli daha fazla... | Open Subtitles | تتحدث الفرنسية تكره البلاد .. مستعدة أن تتعرى على الملأ |
Eminim bunu yapmak için istekli başka birisini bulabilirsiniz. | Open Subtitles | أنـا واثـق إنـي ســأخـذ شخص ما راغب بهذه العملية |
Durum şu ki, önceki insani varlığını istekli bir şekilde doğru şekle koyabilmelisin. | Open Subtitles | قصدى هو ، مِنْ الضروري أَنْ تَكُونَ راغب فى وضع وجودِكَ الإنسانيِ السابق داخل السياقِ الصحيحِ |
Eğitim için tasarım hususunda bence en önemli nokta çözümlerin öğretmenlerle birlikte elde edilmesi. Böylece ortaya çıkan çözümü kullanmada daha hevesli ve istekli oluyorlar | TED | فمع التصميم للتعليم, أظن أن أهم شيء هو مشاركة ملكية الحلول مع المعلمين, ليعطي الطلاب دوافع و رغبة في استخدامها. |
İlk dalışını yapması için onu cesaretlendiriyor ama yavrusu hiçte istekli değil. | Open Subtitles | تُشجّعه للقيام بغطسته الأولى، لكن، لا غرابة بكونه غير متحمس. |
Çünkü başıma açtıkları sorunlara rağmen, bütün hayatımı akciğerlerimi eğitmeye adamıştım ve onlardan vaz geçme konusunda da çok istekli değildim. | TED | لانه وبالرغم من مشاكل رئتي فقد قضيت معظم حياتي ادربهما ولم اكن متحمسة جداً .. للتخلي عنهما |
İnsanların istekli bir şekilde beni savunduğunu görünce bu ilham vericiydi. | Open Subtitles | حسناً، عندما رأيت هؤلاء الناس مستعدين للدفاع عني، كان الأمر ملهماً |
Kamu sektöründe bu çeşit farklılıkları yapmaya istekli destekciler ile karşılaştık. | TED | لقد التقينا بطل في جميع أنحاء القطاع العام حريصة على جعل هذه الأنواع من الاختلافات. |
Evet, hazırım. Ayrıca istekli ve güçlüyüm. - Geçebileceğim yegâne test aslında. | Open Subtitles | أجل , أنا مستعده , أنا راغبة وقادرة أيضاً إنه الأختبار الأول الذي قد أتخطاه في الحقيقة |
Eti paylaşmaya istekli olmak şempanzeler arasındaki bağın güçlendiğinin göstergesidir. | Open Subtitles | الرغبة في مشاركة اللحم تعكس قوّة الرابطة بين أفراد الشمبانزي |
bu istekli olmakla alakalı. | Open Subtitles | وحتى لو كان دقيقاً بالعد بل تكون على إستعداد |
Hayır... istekli olduğunda olağanüstü bir erkek olurdu. | Open Subtitles | لا عندما كان راغباً أو مستعداً ربما كان شجاعاً |
Ölmenin birçok yolu ve öldürmeye istekli birçok insan var. | Open Subtitles | هنالكَ الكثير من الطرق للموت والكثير من الناس يرغبون بالقتل |
Bir tadın oluşmasının ilk adımı kendi fikrine itibar etmeye istekli olmaktır. | Open Subtitles | الخطوة الأولى في تطوير الذوق هي أن تكون مستعداً للوثوق بذوقك الخاص |
Çabalarımızdan etkilenen herkes malzeme yardımı yapmak için çok istekli. | Open Subtitles | وبسبب اعجابهم بجهودنا أصبح كل فرد متلهف لمساعدتنا |