Bilgiyi istememin nedeni bu değildi. | Open Subtitles | هذا ليس السبب الذي أريد المعلومات من أجله |
Ameliyat olmanı istememin nedeni, umudum olması. | Open Subtitles | السبب الذي أريدكِ أن تخضعي للجراحة هو أن لديّ أمل |
Bu toplantıyı istememin nedeni şu: pek çok kişi, çalışmaları gerekirken dalga geçiyor. | Open Subtitles | السبب الذي دعاني لهذا الاجتماع هو يوجد هنا الكثير من الذين يتسكعون ولا يعملون . |
Denemek için zaman istememin nedeni buydu. | Open Subtitles | هذا هو السبب في أنني أردت الوقت لاختبار ذلك, |
Buraya ilk gelen olmayı istememin nedeni buydu. | Open Subtitles | هذا هو السبب في أنني أردت أن أكون هنا أولا. |
Bu toplantıyı istememin nedeni şu: pek çok kişi, çalışmaları gerekirken dalga geçiyor. | Open Subtitles | السبب الذي دعاني لهذا الاجتماع هو يوجد هنا الكثير من الذين يتسكعون ولا يعملون . |
Onunla... sevdiğim biriyle konuşmak istememin nedeni... | Open Subtitles | لذَ السبب الذي يدفعني للحديث إليها... شخص أحبّه... |
Seninle konuşmak istememin nedeni Larry'ydi. | Open Subtitles | السبب الذي أردت أن أتحدث (معك لأجله هو (لاري |
Sizinle konuşmak istememin nedeni aslında ben Nebraska'lı küçük bir çiftçi topluluğundanım. | Open Subtitles | السبب الذي دفعني لتكلم معكم هو انني (فعلاً من مجتمع زراعي صغير في (نبراسكا السبب الذي دفعني لتكلم معكم هو انني (فعلاً من مجتمع زراعي صغير في (نبراسكا |
Bud, seninle konuşmak istememin nedeni son zamanlarda hafızamla ilgili bazı tuhaf sorunlar yaşıyor olmam. | Open Subtitles | (باد)، السبب الذي لأجله أردت التحدث معك... هو أنني أعاني من مشاكل غاية في الغرابة بذاكرتي مؤخراً |