Bu hareketinizden, bunun istenmeyen bir hamilelik olduğunu mu anlamalıyım? | Open Subtitles | ..هل أفهم من هذه النظرات أنه حمل غير مرغوب به؟ |
İstenmeyen bir ziyaretçi bize, neleri kaçırdığımızı hatırlatacak kadar boy gösterir ve tekrar unutmamız için tam zamanında bizi terkeder. | Open Subtitles | انه زائر غير مرغوب فيه يبقى لمدة طويلة نوعا ما ليذكرنا بما نفقد ويترك لنا في الوقت المناسب النسيان ثانية |
Sistem istenmeyen bir durumda kilitlenip kalabilir, çünkü rengi değişiyor, daha fazla enerji emiyor, ve sistem orda takılı kalabilir. | TED | و ربما يثبُت على وضع غير مرغوب فيه، حيث يتغيّر لونه ليمتص المزيد من الطاقة و الحرارة، و قد يعلق النظام على ذلك. |
Bunlardan biri de, seni beslemekti, istenmeyen bir sonucu vardı. | Open Subtitles | واحدة منها هي إطعامكِ كانت نتائج غير مقصودة |
İstenmeyen bir sonuç olma ihtimaline karşı hazırlıklı olmalıyız. | Open Subtitles | علينا أن نستعد لاستقبال نتائج غير سارة |
İstenmeyen bir ziyaretçi bize, neleri kaçırdığımızı hatırlatacak kadar boy gösterir ve tekrar unutmamız için tam zamanında bizi terkeder. | Open Subtitles | انه زائر غير مرغوب فيه يبقى لمدة طويلة نوعا ما ليذكرنابمانفقد ويتركلنافي الوقتالمناسب النسيان ثانية |
Hayır, istenmeyen bir ziyatçiye karşı sen adamlarla birlikte burada kal. | Open Subtitles | أنتم أيها الرفاق إبقوا هنا لتتأكدوا أنه لن يكون هناك ضيوف غير مرغوب بهم |
İstenmeyen bir ziyaretçi bu adam bir dağ adamı | Open Subtitles | لقد كان الرجل زائر غير مرغوب فيه رجل ضحم |
Evde kan, yüklü bir kredi kartı borcu, istenmeyen bir hamilelik. | Open Subtitles | فتوجد دماء في المنزل ، وديون مرهقة وحمل غير مرغوب |
En son adam alınır, bense istenmeyen bir hata olarak kalırım. | Open Subtitles | أنا آخر واحد، وأنا أشعر بـ انتصاب غير مرغوب فيه. |
Eminim ki istenmeyen bir hamileliği durdurmaya karşı değilsindir. | Open Subtitles | بدون شك أنت لست ضد إيقاف حمل غير مرغوب فيه. |
Ve çiçekler, istenmeyen bir hediye, Dikkatini istediklerini göstermek. | Open Subtitles | و الزهور, هدية غير مرغوب بها تثبت أنهم يريدون جذب انتباهك |
Tek sınırlama şu ikisi: İlki, istenmeyen bir ağrı çekiyorsanız bir doktora görünmeniz lazım. | TED | العائق الوحيد الموجود، الحد الوحيد الموجود، هناك اثنان: الأول، إذا كنت تعاني من ألم جنسي غير مرغوب فيه، تحدث إلى مقدم الرعاية الطبية، |
Pekiyi, istenmeyen bir kaza olduguna dair? | Open Subtitles | وأنه كان حادثاً غير مرغوب فيه من قبلك؟ |
Ben, berbat bir evlilikte istenmeyen bir çocuktum. | Open Subtitles | لقد كنت طفلا غير مرغوب من زواج كالجحيم |
Ben, berbat bir evlilikte istenmeyen bir çocuktum. | Open Subtitles | لقد كنت طفلا غير مرغوب من زواج كالجحيم |
"Lilya her zaman istenmeyen bir çocuk oldu" "ve bu nedenle artık onun velisi olmak istemiyorum. " | Open Subtitles | "ليلى كانت دائماً طفلة غير مرغوب بها " "ولذا أنا لن أحتمل أن اكون ولي امرها" |
İşte böyle. İstenmeyen bir çocuğa, hazır olmayan bir baba. | Open Subtitles | هذا قدرى, أب غير جاهز لإبن غير مرغوب |
Ancak bence yaratıcı olmak isteyen herkes için bunun istenmeyen bir etkisi var -- buna ben de dâhilim çünkü buna bağışıklık kazanmış değilim. | TED | لكنني أعتقد أن هناك عاقبة غير مقصودة لأي شخص على وجه الأرض لديه رغبة شديدة للابداع... بما فيهم أنا، فلستُ في مأمن من هذا. |
Diğerlerini düşünme hedefinin istenmeyen bir yan etkisi. | Open Subtitles | -آثار جانبيّة غير مقصودة من هدف إيثاري . |
İstenmeyen bir sonuç olma ihtimaline karşı hazırlıklı olmalıyız. | Open Subtitles | علينا أن نستعد لاستقبال نتائج غير سارة |