Bay Russell üç gece önce öldü. Bilmek istersin diye düşündüm. | Open Subtitles | لقد ظننت أنك تريد أن تعرف أن السيد روسيل قد مات منذ 3 ليال |
Bilmek istersin diye düşündüm: Arabanın bagajında bulduğunuz saç tellerini karşılaştırdım. | Open Subtitles | أعتقدت أنك تريد أن تعلم لقد فحصت الشعر الذي وجدناه على صندوق السيارة |
Onunla konuşmak için bir fırsat istersin diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | أظن أنك تريدين فرصة لتشرحي موقفك له. أرجوك، اذهب. |
Sadece dün 20 kilo bulduğumu bilmek istersin diye düşündüm. | Open Subtitles | أعتقدت أنك تود أن تعرف أنني وجدت عشرون كادر بالأمس درجة السحر |
Henüz resmen açıklanmadı. Bilmek istersin diye düşündüm sadece. | Open Subtitles | لقد تم اعلان الأمر للتو فقط اعتقدت بأنك تريد ان تعلم |
Kolye olarak kullanmak istersin diye naneli diş ipine taktım. | Open Subtitles | لقد علقته بواسطة خيوط من الحرير في حال أردت ارتداءه كعقد |
Crash'te birkaç arkadaşımla buluşacağım. Belki sende gelmek istersin diye düşündüm. | Open Subtitles | انا متوجهة الى كراش للقاء بعض الأصحاب فكرت في انك قد ترغب في المجيء معنا |
Enerjiyi tüketmenin bir yolunu bulduğumuzu bilmek istersin diye düşündüm. | Open Subtitles | اعتقد انك تريد ان تعرف لقد توصلنا لطريقة لاستنزاف الطاقة. |
Postahanede senin adına gelen bir mektup olduğunu bilmek istersin diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | فقط إعتقدت بأنك تود أن تعلم لديك رسالة مسجلة في مكتب البريد |
Belki farklı sınıftan insanlarla biraz zaman geçirmek istersin diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | ظننتُ أنكِ تريدين قضاء ...بعض الوقت مع طبقة مختلفة من الناس |
Hakkında bir şeyler bilmeliyim. Sen de beni tanımak istersin diye düşünüyorum. | Open Subtitles | لابد أن أعرف شيء عنك كما أنك تريد معرفة شيء عني |
Hakkında bir şeyler bilmeliyim. Sen de beni tanımak istersin diye düşünüyorum. | Open Subtitles | لابد أن أعرف شيء عنك كما أنك تريد معرفة شيء عني |
Biraz süslenmek istersin diye düşündüm. | Open Subtitles | أنا أعتقد أنك تريد ي بأنها ثابتة إلى حد ما. |
Anette'le aramda neler geçtiğini bilmek istersin diye düşündüm. | Open Subtitles | تصورت أنك تريدين أن تعرفي ماحدث بيني وبين آنيت |
Birkaç saat çalışıp biraz fazladan nakit kazanmak istersin diye düşündüm. | Open Subtitles | اعتقدت أنك تريدين العمل لساعات لتساعدي قليلا في المصروف |
Belki satıcı ile irtibata geçip yedi yaşındaki oğlumun içinde dolu bir silah bulduğu bir piyano bıraktığını söylemek istersin diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | أعتقدت أنك تود إخبار البائع انه ترك سلاحه داخل البيانو, ليجده فتى في السابعه |
Hey. Bunu geri almak istersin diye düşündüm. | Open Subtitles | مرحباً، اعتقدت بأنك تريد استعادة هذه |
Saçma gelebilir ama belki bakmak istersin diye birkaç resim getirdim. | Open Subtitles | ،لعلها حماقة، لكني احضرت بعض الصور، في حال أردت رؤيتها |
Taramalarda ne bulduğumuzu görmek istersin diye düşündüm. | Open Subtitles | ظننت أنّك قد ترغب برؤية ما وجدناه في فحوصنا. |
Benim soyunma odamda dus yoktu, ve ben de, beni ciplak gormek istersin diye dusundum. | Open Subtitles | لم يكن هناك حماما فى غرفتى واعتقدت انك تريد ان ترانى عاريه |
Bilmek istersin diye düşündüm, iç çamaşırı giymiyorum. | Open Subtitles | فكرت بأنك تود أن تعلم، أنا لا أرتدي ملابس داخلية. |
Zaten, en kısa zamanda geri dönmek istersin diye düşündüm. | Open Subtitles | بأي حال ظننت من أنكِ تريدين العودة إلى هناك بأسرع وقت ممكن |
Islak ayakkabılarını ve çoraplarını çıkarmak istersin diye düşündüm. | Open Subtitles | إعتقدتُ بأنّك قَدْ تُريدُ الخُرُوج تلك الأحذيةِ والجواربِ الرطبةِ. |
Bazı eskizler yaptım. Fena değiller. Görmek istersin diye düşündüm. | Open Subtitles | عملت بعض الرسومات, إنهم نوعاً ما رائعون, ظننت أنه قد تريدين رؤيتهم. |
Belki de sattıkları tombul Linda Ronstadt resimlerinden başka bir şeyden konfeti yapmak istersin diye. | Open Subtitles | في حال أردتِ صنع رقائق ورقية من شئٍ غير الصور التي سيتمّ بيعها في محل "ليندا" السمينة |
Aynasızlar geldi. Bilmek istersin diye düşündüm. | Open Subtitles | الشرطة هنا، تصورتُ أنّك تريد أن تعرف. |
Olanlardan sonra konuşmak istersin diye düşündüm. | Open Subtitles | فكّرتُ أنّك ستودّ التحدّث معي بعدما حدث ما حدث. |
Sanirim sen de böyle istersin diye düsünmüs. | Open Subtitles | أعتقد أنّ هذا ما إعتقدت أنّكِ تُريدينه. |