Ve o gün geldiğinde, iyi bir baba olmayı öğreneceğim. | Open Subtitles | وعندما يحين ذلك اليوم أخيراً فسأتعلم كيف أصبح أباً جيداً |
Ona iyi bir baba olmak için her şeyi yaptım. | Open Subtitles | أنت تجاهلته لقد فعلت كل شئ لأكون أباً جيداً له |
Ama bence bağışlayıcı olmanın İyi bir baba olmakla alakası var | Open Subtitles | لكنّي أتصوّر أن تكون متسامحاً له علاقة بأن تكون أباً صالحاً |
Tek bilmesi gereken en nihayetinde iyi bir baba olduğum. | Open Subtitles | المهم فقط أنْ يعرف أنّي في المحصّلة كنت أباً صالحاً |
Bak, iyi bir baba oldun ama bu kadar iyi bir babaya kimsenin ihtiyacı olmaz. | Open Subtitles | أنت أب صالح لكن لا أحد يحتاج للأب لهذه الدرجة |
Sanırım iyi bir baba olma ile ilgili.. ...birşeyler öğrendim. | Open Subtitles | اعتقد أنني تعلمت درساً عن مايعنيه أن تكون أب جيد |
Annen öldükten sonra sana iyi bir baba olamadım. | Open Subtitles | لم أكن والد صالح إليك بعدما توفّت والدتك |
Senin hakkında her şeyi öğrenirsem iyi bir baba gibi görüneceğimi düşündüm. | Open Subtitles | ليعرف كل شيء عنك حتى ابدو لك أبا صالحا |
Ben gerçekten iyi bir baba olmak istiyorum. Harika bir baba olmak. | Open Subtitles | حقيقةً ، أريد أن أكون أباً جيداً ، أريد أن أكون أباً رائعاً |
Karısı isteri krizi geçiriyor ve boşanmak istediğini haykırıyor ne iyi bir baba, ne de iyi bir koca olamadığını söylüyor. | Open Subtitles | وعندها ثائرت وصرخت طالبةً الطلاق وتقول بأنه ليس أباً جيداً أو زوجاً جيداً |
Bundan sonra ilgili ve iyi bir baba olacağım. | Open Subtitles | من الآن فصاعداً، سأكون أباً جيداً ولطيفاً |
Haklısın, iyi bir baba olamadım ama bir gün belki olabilirim. | Open Subtitles | أنتي محقة، لم أكن أباً صالحاً ولكن ربما يوماً ما، سأصبح |
Her gün, o hastaneye gidiyorum ve bunun beni, iyi bir baba yaptığını söylüyorum kendime. | Open Subtitles | اذهب إلى المستشفى كل يوم و أقول لنفسي أن هذا يجعل مني أباً صالحاً |
İyi bir baba olacağımı sanmıyordum. | Open Subtitles | إني لا أظن إنني أصلح لأكون أب صالح لك |
Anneniz bana patronluk yaparsa, iyi bir baba olamam. | Open Subtitles | إذا أمك لا تتوقف عن التحكيم ني حول، أنا لن أكون أب جيد. |
- Tıpkı, babanın iyi bir baba olarak davrandığı gibi. | Open Subtitles | تماماً كما تظاهر أبوك بأنه والد صالح |
Ondan sonra da iyi bir baba mı olacaksın? | Open Subtitles | و تعتقد أن هذا سيجعلك أبا صالحا ؟ |
Bay Shue'nun iyi bir baba olacağına inanıyorsunuz değil mi? | Open Subtitles | انتي تعتقدي ان السسيد شوو سيكون اب جيد,اليس كذلك؟ |
Ben de ondan daha iyi bir baba olacağıma dair kendi kendime söz verdim. | Open Subtitles | وأنا وعدتُ نفسي أنّي سأصبح أباً أفضل مما كان عليه |
hayattaki tek amacım iyi bir baba olmak. | TED | الهدف الوحيد بنسبة لي أن أكون والد جيد. |
İyi bir baba olmadığımı kabul etmem gerek, fakat sen... mükemmel bir oğulsun. | Open Subtitles | أنا يجب أعترف أني لم أكن أبا جيدا لكنك إبن رائع |
İyi bir baba olmak için illa ki kadınlarla çıkmak gerektiğini sanmıyorum. | Open Subtitles | اظنك يجب ان تعيش مع المرأة وتكون الأب الصالح |
Evliliğimizi sonlandıracağız, bu evi satacağız ve çocuklarımıza babalık yapmana izin vereceğim çünkü iyi bir baba olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | و سننهي هذا الزواج ونبيـعُ هذا المنزل و سأسمحُ لك أن تكون والدًا لأبنائك لأنّي أظنُّك أبًا جيّدًا |
Benim gerçekten iyi bir baba olduğumu düşünmesini ve ona iyi bir ev verebileceğimi bilmesini istiyorum. | Open Subtitles | و أريد منهُ أن يعرف أنني أبٌ جيد و أعطيتهُ منزلٌ حقيقي, منزلنا |
Başından geçen bunca kötü tecrübenin, günün birinde seni çok iyi bir baba yapacağını hiç göz önünde bulundur mu? | Open Subtitles | هل اعتقدت فى مرة ان كل ما ممرت بة اعطاك الخبرة لكى تكون ابا جيدا |
Bir rehber köpek alıp dünyaya kör olduğunu itiraf etmek ne kadar zor olsa da onun için daha önemli olan iyi bir baba olabilmekti. | Open Subtitles | أصعب من أن يصبحُ لديه كلبُ إرشاد. وأن يعترف للجميع بأنه كان ضرير. كان من المهم له أن يكون والدٌ جيد. |