Ayrı hikâyelerde yaşamak iyi değildir. | TED | العيش المتمثل في روايات مختلفة ليست جيدة. |
İsimlerle arası iyi değildir. | Open Subtitles | أنت يجب أن تغفر لها. هي ليست جيدة جدا على الأسماء. |
Matematikle aram pek iyi değildir, ama üzerinde çalışıyordum. | TED | أنا لست جيدة جداً بالرياضيات ولكنني كنت أعمل لأكون كذلك. |
Bilirsiniz işte, bizde bir kültür aşağılığı var, yani bizim yaptığımız hiçbir şey yeteri kadar iyi değildir. | TED | لأنه لدينا هذه الدونية الثقافية، التي تعني أن اي شيء يأتي منّا ليس جيد بما فيه الكفاية. |
Biliyor musun, miden doluyken uyumak hiç iyi değildir. | Open Subtitles | أتعرفين, ليس جيدا الذهاب للفراش بمعدة خــالية |
Annem her zaman, yemek yerken ciddi konular konuşmak iyi değildir derdi. | Open Subtitles | أمي تقول دائمًا: الحديث في أمور جادة أثناء تناول الطعام ليس جيدًا |
Tutamayacağın sözler vermek iyi değildir, değil mi? | Open Subtitles | أتعرف، ليس جيّداً أبداً كشفهم إذا كنت ستحتفظ بهم؟ |
Çok iyi değildir, ama tarih boyunca ilgi çekmiştir. | Open Subtitles | ليست جيدة لأشياء كثيرة ولكن لا تزال ذات أهمية تاريخية كبيرة |
Çincem çok iyi değildir, Baş Müfettiş, ...ama bu her neyse, madenin haritası değil. | Open Subtitles | لغتي الصينية ليست جيدة يا .. سيدي رئيس المفتشين لكن أياً كانت هذة إلا أنها ليست خريطة المنجم |
Bir anda çok fazla özgürlük iyi değildir. | Open Subtitles | الحرية الأكثر من اللازم في نفس الوقت ليست جيدة |
Otelin kahvesi pek iyi değildir. | Open Subtitles | كما تعلمين فإن القهوة ليست جيدة فيى النزل |
Makinelerle aram iyi değildir. Beni korkutuyorlar. | Open Subtitles | أنا لست جيدة في استخدام الآلات انها ترعبني |
Kelimelerle aram pek iyi değildir ve sen her şeyi okuyorsun falan. | Open Subtitles | لست جيدة في العبارات, وانت تقراين كل شيء وتفاهات, |
Ama diğer yandan buralarda yalnız olmak da iyi değildir. | Open Subtitles | ومن ناحية أخرى انه ليس جيد لرجل ان يبقى هنا وحيدا |
Hayır, tatlım, gerçekte, o vedalaşmalarda pek iyi değildir. | Open Subtitles | لا، حبيبتي. في الحقيقة هو ليس جيدا في المواقف الوداعية |
Eğer emzirme desteğimiz çok yönlü değilse, yeterince iyi değildir. | TED | إن لم يكن دعم الإرضاع لدينا متعدد الجوانب، فإنه ليس جيدًا بما فيه الكفاية. |
Uzun süre geçmişte yaşamak iyi değildir. | Open Subtitles | ليس جيّداً العيش على ذكرى الماضي كثيراً |
Deyişlerle aram pek iyi değildir bilirsin. | Open Subtitles | أنا لست جيدا مع التعبيرات تعلمين ذلك . 107 00: 06: |
Davranışlarınız kötü kokarsa, kalbiniz iyi değildir. Bugün yine vaaz gününde. | Open Subtitles | ولو كان اتجاهكم من خلال الكلام يٌنتن هذا يعنى أن اتجاه قلوبكم غير جيد |
İğneleri hareket ve savunma için iyidir ama iş çiftleşmeye geldiğinde muhtemelen o kadar iyi değildir. | Open Subtitles | أطرافهم المسمارية مفيدة للتحرك والدفاع .ولكن يبدو أنها ليست جيده تماما عندما يتعلق الأمر بالجِماع |
Doktorluk gibi çilingirciliğim de iyi değildir. Belki bir amaca hizmet edebilirsin yoksa seni Sen Nehri'nin dibine batırırım. | Open Subtitles | ـ صانع أقفال ليس أفضل من طبيب ـ أفعل شيء وألا قذفتك لأسفل نهر السين |
Çünkü işin bu kısmında hiçbir sürpriz iyi değildir. | Open Subtitles | لأن المفاجآت ليست جيّدة في عملنا |
Deli bu herif. Bilirsin,delileri öldürmek iyi değildir. | Open Subtitles | إنه مجنون أتعلم إنه ليس لطيف أن تقتل شخص مجنون |
Tanrı der ki, "Bir erkeğin yalnız olması iyi değildir. | Open Subtitles | قال الرب: انه ليس من الجيد ان يكون المرء وحيدا |
-Fakat bakmak iyi değildir. | Open Subtitles | -ولكنه ليس موصي به |
Oyunlarla aram iyi değildir. | Open Subtitles | في الحقيقة لست جدية في الألعاب |