Neyse, bütün balıkları alır, etiketler, ölçer, tartarım, iyi olduklarından emin olmak için. | Open Subtitles | على أية حال، أحضر كل الأسماك، أعلّمهم وأوزنهم لأتأكد فقط أنهم بخير |
Ben gittikten bir yıl kadar sonra çocuklara bakmak için göz ucuyla da olsa görür iyi olduklarından emin olurum diye bir gece arabamla eve gittim. | Open Subtitles | منذ حوالى عام بعدما غادرت قد قُدت بجانب المنزل فى ليلة ما للتأكد من صحة الأطفال مُتمنية فى أن أحصل على نظرة خاطفة عليهم للتأكد من أنهم بخير |
Gerçekten iyi olduklarından emin ol. | Open Subtitles | والتأكد من أنهم بخير |
- İyi olduklarından emin olmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أعرف أنهم بخير |
Evet. Haklı, Jordan. İyi olduklarından emin olmalıyız. | Open Subtitles | نعم، إنها محقة، يا (جوردان) علينا أن نتأكد من أنهم بخير |
İyi olduklarından emin olmalısınız. | Open Subtitles | عليك التأكد من أنهم بخير |
- İyi olduklarından eminim. | Open Subtitles | -أنا متأكدة أنهم بخير |
- Hem iyi olduklarından da emin olmalıyım. | Open Subtitles | -واتأكد من أنهم بخير |