Bunun bizim iyiliğimiz için olduğuna inandırmaya çalıştınız ve şimdi suçlu biziz. | Open Subtitles | ومحاولتكم بأقناعنا بان هذا من مصلحتنا واننا المخطئون |
Hayır, ama onun iyiliği kadar bizim iyiliğimiz için de bir çözüm bulmak zorundayız. | Open Subtitles | لا، لكن علينا إكتشاف حل لمصلحتها و مصلحتنا أيضا |
Ama sadece kendi iyiliğimiz için olsa bile artık onu unutmalıyız. | Open Subtitles | لكن لو كان الأمر لأجل مصلحتنا وجب علينا أن ننساها |
Ama sadece kendi iyiliğimiz için olsa bile artık onu unutmalıyız. | Open Subtitles | لكن لو كان الأمر لأجل مصلحتنا وجب علينا أن ننساها |
Onun tek düşündüğü, bizim iyiliğimiz. | Open Subtitles | لديه مصلحتنا من القلب. |
Bizim iyiliğimiz için. Ve onun iyiliği için. | Open Subtitles | لأجل مصلحتنا ومصلحته |
Dostluk, fedakarlık, merhamet, hizmet -- tüm dinlerin ve kültürlerin parçası olan bahsettiğimiz tüm kalıcı gerçekler, bir kez farklılıkları görmeyi denemekten vazgeçerseniz, bunlar kendi iyiliğimiz içindir, çünkü bizi acımızdan ve hastalığımızdan kurtarır, özgürleştirirler. | TED | الصداقة ، والإيثار والرحمة والخدمة -- كل الحقائق الدائمة التي تحدثنا عنها جميعها جزء من جميع الاديان والحضارات والثقافات, بمجرد التوقف عن البحث عن الإختلاف, هذه هي الأشياء التي تحقق مصلحتنا الذاتية, لأنها تحررنا من معاناتنا وتحررنا من أمراضنا. |