Bu bir iyilik değil. Bu, benim için bir yatırım. | Open Subtitles | أنه ليس معروفاً , انه استثمار كبير . بالنسبة الي , يارجل |
Bu iyilik değil olmuyor, iyilik istiyorsan sana 325 yapayım. | Open Subtitles | هذا ليس معروفاً إن 325 معروف |
Aslında bu tam olarak iyilik değil. | Open Subtitles | حسناً , هذا ليس معروفاً |
- İyilik değil ki. İkimiz de kiranı bile zor çıkardığını gayet iyi biliyoruz. | Open Subtitles | ليست خدمة كلانا يعلم انك بالكاد قادر على سداد الايجار هنا |
Bu bir iyilik değil. O suçu sen işlemedin. | Open Subtitles | هذا ليست خدمة لم ترتكب الجريمة |
söylemiştim sana. Bu iyilik değil, Eric. | Open Subtitles | أخبرتك - (ليست خدمة يا (إريك - |
Bu bir iyilik değil... Ben teşekkür ederim. | Open Subtitles | ذلك ليس معروفا أني اشكرك |
Aslında iyilik değil. | Open Subtitles | في الحقيقة، إنه ليس معروفاً |
Bu bir iyilik değil Bay Winger. | Open Subtitles | هذا ليس معروفاً (يا سيد (وينجر |
Bu bir iyilik değil Rachel. | Open Subtitles | رايتشل) هذا ليس معروفاً) |
Bu şahsi bir iyilik değil, Bayan Schroeder. | Open Subtitles | هذه ليست خدمة شخصية يا سيدة (شرودر) |
Bu bir iyilik değil. | Open Subtitles | انها ليست خدمة |
Bu bir iyilik değil. | Open Subtitles | هذه ليست خدمة. |
- Bu bir iyilik değil. | Open Subtitles | ـ إنه ليس معروفا. |
Bu bir iyilik değil ki. | Open Subtitles | ليس معروفا. |