İstedikleri gibi iyilik yapmak ya da hasta etmek için etrafta serbestçe gezinecekler. | Open Subtitles | و سيتساءلون بشأن إذا ما كانوا سيترددون في فعل الخير أم فعل الشر كما يريدون |
Aileme yardım etmek için. İyilik yapmak için. | Open Subtitles | لأحاول مساعدة عائلتي كي أحاول فعل الخير |
- Ne sırrıymış o? - İyilik yapmak iyi geliyor. | Open Subtitles | ـ فعل الخير يُشعركِ بشعور جيد ـ أجل |
İyilik yapmak bünyeye iyi geliyor. | Open Subtitles | فعل الخير يجلب شعوراً جيداً |
Bak, bana bir iyilik yapmak istiyorsan, ödeştiğimizi farz et. | Open Subtitles | انظر، إذا تريد أن تصنع معروفاً لي، إعتبرنا متساويين، حسناً ؟ |
Adamınıza büyük bir iyilik yapmak ister misiniz beyler? | Open Subtitles | هل تود أن تصنع معروفاً كبيراً في شريكك؟ |
İyilik yapmak istedim. | Open Subtitles | أردت فعل الخير |
Arada bir iyilik yapmak. | Open Subtitles | فعل الخير .. |
Kendine bir iyilik yapmak ister misin? | Open Subtitles | أترغب بأن تصنع معروفاً لنفسك ؟ |