Evet,eminin onun yurtta kalmasına izin verdiğimiz içinde minnetardır. | Open Subtitles | نعم أظن أنها ستكون شاكرة أيضاً لأننا سمحنا لها بالسكن في السكن الداخلي |
Müfettişlerimizden biri, geçmesine izin verdiğimiz birinden hasta olduğunu söyledi. | Open Subtitles | وواحد من مُفتشيني يقول أنه اُصيب بالمرض من أحد الأشخاص الذين سمحنا لهم بالعبور |
Ama öyle olursa Ruslar, barış anlaşmamıza rağmen, bunun gerçekleşmesine izin verdiğimiz için, bize karşı bir harekette bulunabilirler. | Open Subtitles | لكن اذا حدث ذلك ...سيقوم الروس رغم إتفاقية السلام بيننا بإتخاذ الإجراءات ضدنا لأننا سمحنا لذلك بالحدوث |
Senin yanımızda görünmene izin verdiğimiz için şanslısın. | Open Subtitles | أنا أعني، أنت محظوظة لأننا تركناك تشاهدي معنا |
Bateri çalmana hâlâ izin verdiğimiz için şanslısın. | Open Subtitles | بمؤخرتك انت محظوظ لأننا تركناك تعزف الطبول |
Bu bizim devralmana izin verdiğimiz zaman! | Open Subtitles | هذا هو الدرب الذي سمحنا لك أن تقودنا عبره! |
Dün gece burada yatmana izin verdiğimiz için şükretmelisin! | Open Subtitles | فلتكوني مُمتنة لأننا سمحنا لكي بالمبيت هنا,البارحة! |
OLmasına izin verdiğimiz bir saçmaLık yüzünden. | Open Subtitles | هراء سمحنا نحن بحدوثه |