| Mucidinin, masayı kullanmasına izin vereceğiz. Pantolununu çıkar ve şunun üzerine çık. | Open Subtitles | سندع المخترع يجرب طاولته اقفز واستلقي هنا |
| Cylonlar hakkında bize detay ver yoksa boğulmana izin vereceğiz. | Open Subtitles | أمنحنا المعلومات عن السيلونز أو سندعك تغرق |
| Yoksa en derin, en karanlık tutkularımızı açığa çıkarmasına mı izin vereceğiz? | TED | أو أننا سنسمح لأعمق وأسوأ شياطيننا بالظهور؟ |
| Kaderin ipleri eline almasına izin vereceğiz. | Open Subtitles | الآن نحن سنترك احداث تأخذ مجراها |
| Eninde sonunda, normal bir hayatı olmasına izin vereceğiz. | Open Subtitles | -إنه في الـ19 في نهاية المطاف علينا أن نتركه يعيش حياة طبيعية |
| Bu insanlardan bazılarının gitmesine izin vereceğiz tamam mı? | Open Subtitles | سوف ندع بعض الناس يذهبون حسناً |
| Gitmene izin vereceğiz. Özgürce gideceksin. Çoluk çocuğa karışacaksın. | Open Subtitles | سندعكِ تذهبين، و تتابعين حياتك و تنجبين مجموعة أطفال أو مهما يكن |
| Burada herhangi bir yerde, karşıya geçmeye hazır oldukları yerde, gitmelerine izin vereceğiz. | Open Subtitles | في أيِّ مكان هنا , عندما تكون مُستعدة للعبور، سندعها تذهب فقط. |
| Sabah ilk işimiz gitmene izin vereceğiz boynunda "gideceğin yere daha hızlı yüz" diyen bir taşla. | Open Subtitles | سوف نتركك في الصباح. اما الان سوف نضع صخرة على رقبتك لتساعدك لتبلغ وجهتك. |
| Yolunuza çıkmayacağız, işinizi yapmanıza izin vereceğiz. | Open Subtitles | حسناً , سوف نبتعد عن طريقكم وندعكم تقومون بعملكم |
| Schmidt'in telefonunda bir karıştırıcı var ama CIA yerimizi bulmasın diye Dean'in hatta en çok bir dakika kalmasına izin vereceğiz. | Open Subtitles | هاتف شميت لديه جهاز تغيير لكن سندع دين يجري مكالمة لمد دقيقة فقط قبل أن تجدنا الوكالة |
| Yani biz bu Goa'uld'ların buraya gelmelerine izin vereceğiz, öyle mi? | Open Subtitles | إذا ، سندع الجواؤلد هؤلاء يسيرون هنا ؟ |
| Hayır, şu andan itibaren her şeyi Kira'nın ve İkinci Kira'nın halletmesine izin vereceğiz. | Open Subtitles | لا سندع ذلك لـ كيرا وكيرا الثاني من هنا |
| Gitmene de izin vereceğiz. Ama silah herkesi korkutuyor. | Open Subtitles | سندعك تذهب هناك، لكن السلاح فهو يرعب الجميع. |
| Senin sadece bir şarkı söylemene izin vereceğiz. | Open Subtitles | سندعك تقومين بغناء اغنية واحده فقط |
| Teyit etmenize izin vereceğiz, eğer bu sizi tatmin ederse. | Open Subtitles | سنسمح لك بالجزم، إذا كان هذا ملائماً لك، يا سيد هذا يلائمني |
| Eğer bu adamın vücudunu terkedersen, yaşamana izin vereceğiz ve doğal şeklinle geçitten göndereceğiz. | Open Subtitles | سنسمح لك بالعودة عبر بوابة النجوم بشكلك الطبيعي |
| Hepsinin gitmesine ne kadar izin vereceğiz? | Open Subtitles | إلى أي مدى سنترك الأمر يتداعى؟ |
| Hayır, senin uğraşmana izin vereceğiz. | Open Subtitles | نتركه يتسلّى بك |
| Tehlikeli dalgalanmalar olursa, kapatacağız ve geminin enerji depolamasına izin vereceğiz. | Open Subtitles | حسناً, اذا كانت هناك اي تقلبات خطيرة سنغلقها في الحال وندع طاقة السفينة تستمر في مسارها العادي |
| Murphy'nin özel insan olduğunu düşünmelerine daha ne kadar izin vereceğiz? | Open Subtitles | متى نحن ستعمل السماح لهم أعتقد أن مورفي مبعوث بهم؟ |
| Bu gece de evde yatmasına izin vereceğiz. | Open Subtitles | سوف نسمح له لا يزال ينام داخل هذه الليلة. |
| Bu iş uzadı. İş birliği yaparsan eğer, gitmene izin vereceğiz. | Open Subtitles | يكفي هذا الآن ، إذا تعاونت معنا ، سنتركك تمضي |
| Bir süre kafalarına göre takılmalarına izin vereceğiz. | Open Subtitles | سنتركهم يقومون بذلك على طريقتهم لبعض الوقت |